27 Haziran 2021 Pazar

sevgiye giden yolda...

Kendimle olan sınavım yeni başladı... yeni yeni görmeye anlamaya başladım, düşünce gücüyle neleri güzelleştirip, neleri mahvettiğimi...

yeni kavradım evet, bir kararın eşiğinde üstelik!

canımı yaka yaka, geçtim bu yoldan ama pişmeye insan olmaya gerçek sevgiye ulaşmaya gelmedik mi bu dünyaya?

hikaye bitnedi, yol tamamlanmadı.. öğrenmeye, sınavları vermeye devam! 

Planların planlayıcısı, nelerden korudu, neyle yaktı neden yaşattı anlamaya devam


sevgiye ulaşmaya


melek



15 Mart 2021 Pazartesi

Minik Kuzum 4 Olmuş

Kızım Alya'm...

Zaman ne de hızlı akıyor, seni kucağıma aldığım o ilk günün üzerinden tam 4 yıl geçmiş...

Benim canım kızım, biz her yıl bambaşka şeyleri tecrübeliyoruz seninle, 2 ve 3. yaş sendromlarını geride bıraktık derken, erken ergenlik sendromu gibi birşeyler yaşıyoruz son aylarda seninle :)

ve ben ilkkez senle geçen bu bir yıllık süreci yazmakta zorlanıyorum :(

Geçen yıl sen 3 yaşına girmeye günler kala tüm dünyada etkili olan korona virüs salgını Türkiye'de de görünmeye başladı, virüse bağlı vefatlar gerçekleşmeye başlayınca Pandemi ilan edildi ve peyderpey toplu etkinliklerin sınırlandırılması/kapatılması gibi durumlar gündeme geldi. Okullar, kreşler ve dahası da payına düşeni aldı... ve biz 18 Mart'tan haziranın ortasına yani kreşler yeniden açılana kadar seninle tam 3 ay ev hapsi güncemize başladık..

Yazmakta zorlanıyorum, çünkü pandemiyle birlikte tüm bildiklerimiz, alışkanlıklarımız, aktivitelerimiz bile şekil değiştirdi. ilk günlerde bu süreci kanıksayamadın, sana görmediğin ve bilmediğin birşeyi anlatıp anlamanı bekledim :(. 

Mottomuz "Virüs Var", "hiç bir şeye dokunma", "yanlışkla dokunduysan elini ağzına gözüne götürme" (ki 3 yaşında bir çocuğa dokunma demek ne kadar isabetli olur tartışılır), "ellerini sürekli yıka", bla bla...

Tabi ev güncesinin ilk günleri izole olduğumuz için benim için iyi başlasa da, senin için bu sürece adapte olmak hiç de kolay olmadı. Her gün kahvaltını yapıp benimle oyun oynamak istedin, ve hep aynı cevabı işittin "Çalışmam Lazım, akşamı beklemelisin :(" sen de bu durumu oyunlaştırmak istedin, bazen toplantılarımı sabote ettin, bazen sandalyemi işgal... seni mecburi ötelediğim için daha da inatlaştın, masada kendine yer edindin... Bi ara Tablet'e sardın, bu öyle ileriye gitti ki, bazen tablet elinde uyuya kaldığın bile oldu :(... Eve gelen yardımcımızla bu süreçte yolları ayırdık, ve tüm iş bana kalınca, hsonu bir günümüzde böyle heba oldu, ve bir süre sonra sen de ben de bu duruma kanalize olsak da, ne kadar kalitesiz bir ev sürecinde olduğumuzu farkettik ... Pandemi ile birlikte ilk sokağa çıkma sınırlamaları başladı, site içindeki parka bile inemedik, korktuk ya sitede vaka varsa diye paranoyaya bağladık... sonra yaş sınırlaması geldi... Bu süreç bizi sadece izole etmedi, aynı zamanda bireyselleştirdi, ve yalnızlaştırdı... Sevdiğimiz dostlarımızla, arkadaşlarımızla ailemizle bile aramıza set koydu.. Bayramı bile evde senle yalnız geçirdik...

Haziran'ın ortasında kreşlerin açılmasına izin çıktı, buna en çok sevinenlerden olduğumu itiraf etmem gerekir... Pandeminin ikinci süreci de eski alışkanlıklarımıza yavaş yavaş adaptasyonla başladı, artık hiçi evden çıkıp akşam tekrar hiç bir yere uğramadan eve dönüyorduk... Tüm alışverişler online modda geçiyordu.. Öyle ki, ev sürecinde ayak numaran 23'ten 25'e çıkmış, bunu da ilk izin gününde babanla gezmeye gideceğinde farkettik :).

Tek şükrümüz bizim ve sevdiklerimizin sağlıklı oluşuydu... Temmuz ayında deden teyzen ve dayın geldi, dede'nin sağlık kontrolünden sonra da Trabzon'a bayram tatili için gittik... İşte orada sen de ben de nefes aldık ilk defa :) Doğayla iç içe bir hafta geçirdik. Dönüşte sen'le ankara'ya yalnız döndük... Büyüdüğünü ilkkez orada fark ettim, o kadar makul ve iyi bir yol arkadaşıydın ki canım kızım.. Ha bir de yolda bize eşlik eden bir bücür daha vardı. Senin ilk evcil hayvanın Tosi :). Anaanenle Dede'nin sana hediyesi... İsmini sen koydun :)

Pandemi nedeniyle madem çıkamıyoruz, evde bir oyun alanı yapalım dedik ve sana büyük balkonu hibe ettim... Oraya su havuzu aldık, yastıklarımızı attık.. Hsonu mayonu giyip şıp şıp suda oynadın, havluna sarıldın dondurma yaladın... arada arkadaşların Ada ya da Alper'de hsonları bize eşlik etti... 

Eylül ayında eyvah yaz bitti ve biz hiç birşey yapamadık telaşıyla, en azından hsonları yakın mesafe kaçamaklar yapalım dedik, bazen Fatoş Teyzenler, bazen de Seda Teyzenlerle günü birlik etkinlikler yaptık... 

ve Kış geldi... Sen ne ara Elsa'yı keşfettin? Bana sürekli ondan bahseder oldun... Yeni yıl hediyen olarak sana Elsa Bebek  aldım, sonra tuttun Anna yok ama dedin, Anna'yı da aldım bu sefer Olaf dedin :) . Ben de sana kar yağınca Olaf'ı biz yapalım dedim :).... 

Kıyafet konsunda çizgini belirledin, tek seçenek tütü etek :(, ne alsam kulp taktın giymedin, o tül eteklerle prenses'e bağladın.... VE doğum günü hediyesi olarak teyzen sana Elsa kostümü aldı.... gün içinde 10 kez giy çıkar yaptın... Elsa'nın Aldırma şarkısını söyledin, kareografisini ezberledin.. 

ve doğum gününe bir hafta kala 8 Martta 25 kuruş yuttun :( o kadar akıllı bir bıdıksın ki, gelip hemen söyledin, iki günlük hastane maceramızı da bu bir yıllık sürece sıkıştırdın :)

ve ben bu süreçte senin ne kadar makul, anlayışlı, sevgi dolu, merhametli ve dürüst bir çocuk olduğunu kelimelerinden hareketlerinden duruşundan gözlemledim... Bana öyle cümleler kurdun ki, bazen benden daha anlayışlı olduğunla yüzleştim... Ama halen bana telefon gelse çıldırıyorsun, değişmeyen tek şey bu bir yıllık süreçte o oldu :). Benim telefonda konuşmam hiç sevemediğin bir olay! ki haklısın da kuzum, bu pandemi, anne kız sürecimizin kalitesini o kadar çok etkiledi ki, önceden yaptığımız birçok şey değişti... daha az oyun oynar olduk, daha az etkinlik yapar olduk, daha az gezer olduk... ev içinde kitaplarımız, animasyon filmlerimiz, temizlik günümüz, ütü günümüz, yemek günümüz gibi değişkenler var bu süreçte....

Yine de sana ne kadar teşekkür etsem azdır bilirim.... Bu sürece öyle güzel uyum sağladın ki... Biriciğim benim...


Bu yılki iyilik hareketimiz Kızılay'a bağış yaptık senin için...


İyi ki doğdun güzel yüzüm, gözlerim, nefesim... Varlığın için ne kadar şükretsem azdır.... Nice sağlıklı, huzurlu mutlu yaşlarına bebeğim....




Seni daim seven annen









16 Ocak 2021 Cumartesi

83'un 38'le DANSI...

 Ve 38 mi olduk simdi?


Yillar akiyor ve yas basini almis gidiyor... 40'a sayili yillar kala... bir yas daha almis Melek insan!

Pandemiden kayip yili saymasak olur mu demiycem! Cunku insanin sinirlamalarla gecen surece direncini, sagligin kiymetini, sevdiklerimize olan ozlemi ve sayamayacagim bircok seyi deneyimlemek, kendi ic yolculugumuzda bir sureci baslatmak icin bilakis tesekkur edilesi bir olay olarak kabullendim, icsellestirdim.. ve her daim yolculuga devam!


83ᗛᗚ38 yaptik bu yil.... dogdugum yilla yasimin aynalandigi muthis bir yil olsun kendi icimde sonsuz dongumle bu seferde yoluma devam diyeyim..


her yil oldugu gibi yine kendime notlarla;

Sagligim kiymetli, ailem kiymetli, dostlarim kiymetli, isim kiymetli, sahip oldugum ve olma potansiyelim olan hersey kiymetli...ve bu kadar kiymete sahip olmakta cok kiymetli...


minnosumla sevdiceklerimle saglikla huzurla gececek bir yas olsun... 


onceki yillar gibi kucuk tatil kacamaklari rotalari planlayamasamda an'da kalip sukredip devam etmek cok guzel


e o halde heppili heppili 38 !



Sevgiler,

Melek

21 Aralık 2020 Pazartesi

Son 10... 2021'e az kala

Herkese Merhaba,

Zorlu bir 2020 geride kalıyor... Oysa ki içinde barındırdığı 2'ler ve 0'larla oldukça tılsımlı bir yıl gibi bir izlenim oluşturuyordu, bir şeyleri sıfırla ve ikici şanslara açık ol! Ne oldu peki?  Pandemi, sınırlamalar, hiç olmadığı kadar evde kalmalı süreçler, bireyselleşme yolunda iyice sınırların çizildiği hatta bla bla... ve günün sonunda tevekkül, şükür... Sağlık olsun gerisi olur anlayışını içselleştiren bir yıl oldu tamamıyla, yani benim için tam olarak özeti bu!

ve şimdi, 2021.. yeni bir yıl, yeni bir dönemle geliyor... yeni bir döngünün de başladığı ve etkisinin 20 yıl süreceği bu günde artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağı ifade ediliyor... Dilerim herkese iyi ve hayırlarla gelsin :)

Yaşadıkça öğrenmek, öğrendikçe içselleştirmek, içselleştirdikçe büyüyerek devam etmek...

Her gün yeniden başlayacağımız, inanarak devam edeceğimiz serüvenlere!


2021'e notlarım da olacak ama şimdi çalışma vakti :)


Sevgiler,


Melek 




22 Eylül 2020 Salı

????

Başak Burcu'nda bir yeni ay gerçekleşti... gün normal başladı derken, ikindi vakti sarsıldım.... bir sms'le n'oluyor yine 


kim daha çok yorgun?


süreç mağduruyuz net!


ama süreci yönetememekten bu, yoksa herkes kendi tercihleriyle var olmuyor mu bu hayatta? kimi daha şanslı gibi dursa da, tabanda herkes aynı... Farkı yaratan, kimlik arayışında, kendini tamamlama..


biraz daha yorgun bir ruhun faydası yok, emeklemek, yürümek, koşmak... kısacası dinamiği, kinatiğe dönüştürmek... Felsefe bu olunca daha rahat


Sevgiler



8 Nisan 2020 Çarşamba

Evde Kal Günleri... Adı KORONA

Herkese Merhaba,

Evde 3. haftayı tamamlıyorken, bu da şurada dursun diye yazmak istedim! Sanırım doğum iznimden sonra evde en uzun kaldığım dönemdeyim :) Tek farkla Alya büyüdü... Ve h.içi çalışmam gerektiğini bildiği halde beni sabote etmek için her yolu deniyor. Biz zaten  1 yılı aşkındır anne-kız güncesinde olduğumuz için süreç ekstra farklı işlemiyor, sadece daha yorucuymuş evde çocukla çalışmak!

Korona'da gidişat korkutucu olsada, tedbiri elden bırakmadan sonuçları izlemeye çalışıyoruz bir evin içinde! Alya artık neden dışarıya çıkmıyoruz diye sormuyor... Evde olmamız gerektiğini kanıksadı. Dışarı çıkma aktivitemiz şimdilik balkona çıkmak şeklinde. Her gün aynı rutinde hayatımız. Sabah kalk kahvaltı yap, iş için masaya otur (bu bölüm de Alya defalarca arıza moduna geçmeyi huy edindi), öğle arası kavramı yok... Etkin çalışma hedeflenen. Acıkınca öğle yemeği denilen şeyi 2-3 sularında ye, genel ihtiyaç molaları için 5-10dk ara ver... Akşam mesai saati bitiminde mutfağa gir akşam yemeğini hazırla ye! Sonra Alya uyuyana kadar istediği her aktiviteyi yap... Hsonu ctesi günleri temizlik, pazar tüm gün Alya'nın istediği aktiviteler... Sonra h.içi için yemek planla.... ve Al baştan yeni bir hafta... ve yine aynı tadında! Anne olmak, evde olmak, küçük bir çocukla sınırlı alanda kalmak, iş kadını olmak... Her şey biz kadınların sırtında :(.

Tabi bu yoğunlukta kendini unutmuş bir ben! Şuan bunu yazmak benim için paha biçilemez bir şey... Kendime zaman gibi! içimi akıtmak, bu ev hapsi süreci bittiğinde neler yapılacağını düşlemek (derken düşlediğim bir şey de henüz yok, sadece kapatılması gereken bir hesap var çok uzadı onu halletmenin derdindeyim)... Korona bit lütfen!!!

Ayaklarımı uzatıp, elime bir kitap alıp, fonda hafif bir müzik... yapamadıklarım arasında, ve sanırım en özlediğim şey de! Tabi bu sırada Alya dk'da 100 kez anne demeden, üzerimde zıplamadan, kitabımı benden önce bitirmeye çalışmadan kendince odasında oyun oynuyor yani hayal ya, öyle hayal ettim :)

Her şeye rağmen sağlık olsun, bu günler de geçer! ve Yeter ki, sevdiklerim de sağlıklı olsun... Kavuşmak, kucaklaşmak onlar da olur....

Sevgiler,

Melek


15 Mart 2020 Pazar

Mini Mini Bir "3" Bırakalım Şuraya! Alya 3 Yaşında :)

Kalbimi Isıtan Can Damarım! Kızım; Hayatımın En Anlamlı Hediyesi Emaneti...

Bugün 3. Yaşımıza merhaba dedik seninle....

Biz 2'den 3'e geçerken neler yaşadık, hangi yollardan geçtik, neleri tecrübeledik, nelere hoş geldin dedik ve nelerle vedalaştık? Geniş bir özeti senin için aşağıda;

Öncelikle kabul etmek gerekirse, 2 yaşının hakkını fazlasıyla verdin! "Terrible Two" buram buram iliklerimde hissettim :) Canın sağ olsun aşk kuşum... geçti gitti, simdi 3 yaş sendromuyla tanışıyoruz :)

  • Biz seninle 3 Mart 2019 itibariyle anne kız güncesi tutmaya başladık... Biz; iki kadın, arada 34 yıl gibi ciddi bir jenerasyon farkı olsa da birbirimizi çok güzel tamamladık: zaman zaman ben çocuklaştım, yeri geldi sen çok olgun biri gibi yansıdın bana!
  • Yeni hayatımızın ilk haftasında ilk dışa vurumunu yaşadık... Bir şeylerin yolunda olmadığını hissettin, ve hissettirdin :( ve sürece olumlama yapmak için 8 mart'ta psikolog koltuğuna oturdum!  
  • 23 nisan 2019'da ilk anne-kız tatilimizi yaptık, hatta ilk uzun yol tecrübesiydi de bizim için.. Mudurnu'da oldukça sevimli ahşap bir evde teknolojinin olmadığı huzurlu bir gece iki günlük tatil yaptık seninle! Dönüşte Abant Gölünü gör istedim, karlı haline bende ilk kez seninle şahitlik ettim...
  • 16 Mayıs 2019'da beni çok korkuttun... Çözümlemek için bir de Psikiyatr görüşmesi ayarladık. Ve o zaman net bir ifadeyle asıl sorunun ben de olduğunu bana anlatmış oldun! Sen ve tüm çocuklar için sevgi = anne demekmiş meğerse... Hiç kimse olmasa da anne olsun sadece! Normalleşmek gerekirmiş.. Siz bücürler tüm duyguları mıknatıs gibi çekiyormuşsunuz, sinirliysek sinirli, mutsuzsak mutsuz, öfkeliysek öfkeli, vb... ve bu duyguların gerekçesini bilmeyip anlamlandıramadığınız için o duyguyla baş edemeyip dışa vurum yaşıyormuşsunuz :(. Kısacası görüştüğüm tüm uzmanlar benim normalleştiğim zaman senin de normalleşeceğini ifade ettiler! ve senin için bir adım daha atıp eklemeler yaptım sinir sistemim üzerine :)
  • Haziran'da Aliş ve seninle Karadeniz'e memlekete oldukça uzun olan bir yola çıktık... tabi akıllandığım için uyku saatine getirme uyanıklığı yaptım, yol boyunca mışıl mışıl uyudun... Dayın bizi Samsun'da karşıladı.. Hatta seni zorla uyandırıp kahvaltı yaptırdık, sonra Hayvanat Bahçesine gittik... oradan Serpil teyzene ve gece de Anneannen, Deden, Kuzenlerin ve Selma teyzene kavuştuk :).. Bayramı Trabzon'da karşıladık.. Dönüş yolunda Anneannen ve Deden bize eşlik etti..
  • Temmuzda olukça güzel bir Ege rotası belirledik, Selma Teyzen ve Selim Dayın'la birlikte ilk yaz ve deniz tatilimizi yaptık... Suyla ilk buluşman pek iç açıcı değildi, koala gibi yapıştın, hadi gidelim istemiyorum repliklerini tekrarladın durdun :) denizden keyif almayıp, havuzu sevmen de ayrı bir ironi.. Tabi Selma teyzenin çabası takdire şayandı... 
  • Ağustos'un ilk haftasında (Kurban Bayramında) senle ilk otobüs yolculuğumuzu yaptık Ordu'ya (Serpil Teyzen ve Metin Dayına). Otobüse binerken uyuyordun, uyanıp nerede olduğunu fark ettiğinde ki tepkin olaydı :). "Ama bu uçak değil, uçak değil bu anne" :). Ayın son haftasında da rota bu sefer Akdeniz'e döndü. Antalya'da çekirdek aile ekibimizle deniz tatilimizi yaptık seninle... Sen çok mutluydun, tatil bitimi yine biz iki kafadar yolu tamamladık.. Yolu uzattık hatta, Salda Göl'ünü de senle keşfetmek istedim.
  • Eylül'de dedenin sağlık problemi patlak verdi, Ankara'da tedavisine karar verildi... sen uzun soluklu tatillerden dolayı kreşte adaptasyon sorunu yaşadın :(
  • Ekim ve Kasım ayında, evde Anneannen ve Dedenle geçen çok güzel bir 2 ayımız oldu :). Ekim'in son haftasında Anneannen ve Dedenle Kapadokya tatilimizi yaptık birlikte.. Serpil Teyzen Dr'a ya başladı, ve o da bizim küçük mutlu tablomuzda yerini aldı :) kasım ayının son haftasında beni çok üzen bir mesaj yüzünden anılar köşemizi lav ettim, sen çok üzüldün :( hala o holden geçerken, resimleri niye koparttın diye soruyorsun da... neyse ki odan için yeni köşeler yaptık..
  • Aralık ayında dr kontrolünde artık ameliyat olman gerektiği söylendi... panik halinde 3 farklı kbb uzmanı ile görüşüp ameliyat kararı aldık.. ve senin yeni yıl hediyen olarak sana evde alan yapmaya yani odanı hazırlamaya karar verdim.. her detayıyla uğraşıp kendimi o odayla yeniledim.. sonuçta çok da sevimli bir odan oldu. yeni yılı evde çekirdek kadromuzla karşıladık.. ve sen 31 aralıkta kendi odanda uyudun! ilerleyen saatlerde yanıma gelsen de yeni yıla yatağında merhaba dedin :)
  • Ocak ayının 2. gününde seni ameliyat ettirdik. Dondurma yemedin :) ödemini atman 10 günü buldu... ama sonrasında giderek iyileşen bir tablo çizdin, kreşe döndüğünde yeni güncellemeler yaptık.. evde belli bir rutin için! ve sen buna çok güzel uyum sağladın :)
  • Şubat ayında bir fark ettim ki çakılı kaldığın 11,4 kg üzerine neredeyse 2 kg koydun :) hatta bu gidişatından bir nevi korktum :) kilo aldıramıyorum diye kafayı yerken, kilo verdirme gereği olur mu diye düşüncelere daldım.. ve hatta sana kilo aldırma çabamdan ben de payıma düşeni aldım :(..  Bana sanki biliyormuş gibi ne zaman happy birthday yapacağız diye beklentilerini dillendirdin :) ve benden oyuncak dışında ilk kez farklı bir şey istedin... Bana bot alır mısın dedin? Büyüdükçe daha da bana benzemeye başlıyorsun! Korkarım sen de ayakkabı tutkunu olacaksın :)
  • ve Mart yani doğum ayın da biz bez ile vedalaşmaya karar verdik, başladığımız haftasında her gün 1-2 kazamız da oldu ama olsundu :), artık ben büyüğüm algısı oluşmaya başladı sende... Bugün (13/03/2020) kreşe giderken benden simit istedin, ama aldığımda onu yemeden elinde tuttun, kreşin kapısında seni karşılayan öğretmenlerine bak simit getirdim, arkadaşlarımla yiyeceğim dedin! Bu o kadar anlamlı ki minnoşum... Paylaşmayı öğrenmiş olman çok özel bir davranış.. Bencillikten hep uzak kal, ve hep paylaşımcı ol... Hayat paylaşınca çok daha güzel oluyor 
  • Kuzum ne iyi ettin de geldin hayatıma! güzellikler kattın bana. senle yeniden öğrenmeye kendimi geliştirmeye açılımlar yaptım... ve öğrenip hayatımıza almaya da devam ediyoruz her şeyi...
Kısacası 2'den 3'e geçerken hesapta olmayan şeyler vuku bulsada; hayal edemeyeceğim kadar güzel şeyleri de beraberinde getirmiş ve tam da dilediğim gibi; bol seyahatli, bol öğrenmeli, bol büyük aile saadetli,  bol oyunlu ve aksiyonlu bir yıl ve yaşı geride bıraktık... ve çok şanslıyız minnoşum! en büyük zenginlik aile.. Yalnız olduğumuzu düşünürken onların hep yanı başımızda olması da tesadüf değil! Planların planlayıcısı.... 

Not: Tatil dedim mi ilk aklına gelenler Anneannen, Deden, Teyzen ve Dayın oluyor :)... Gerçek sevginin ne demek olduğunu gerçekten tanımlayabilen siz bücürler... Bu aile kaya gibi sağlam, sırtını doğru yere yaslamaya devam et olur mu? Sürekli hafızanda canlı tutmaya çalıştığım Rahmetli Teyzen'de rüyalarında öpsün koklasın seni...

ve

Bu yaş günündeki iyilik hareketimiz; Lösev'e bağış yaptık senin için...

iyi ki doğdun kuzum... iyi ki varsın! benim tatlı anlayışlı sevgi dolu meleğim

seni çok seviyorum

My Little One


annen




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...