Herkese Merhaba,
Lafı uzatmadan direk Amsterdam için önerilerim buyursunlar;
|
Dam Square |
Yeni başlayanlar için :) => Dam square gidin ve meydanı 360 derece gözlemleyin, birçok önemli yapıyı zaten bu meydanda göreceksiniz de.. Turunuza ne şekilde devam edeceğinize karar verin..
|
Dam Square |
|
Dam Square |
1. Hemen hemen birçok yerde göreceğiniz patatesçilerden birine gidin açlık durumunuza göre bir boy belirleyin, ister oturup insanları izleyerek, isterseniz elinizde yavaş yavaş yürüyerek bu müthiş lezzeti tadın! Sos olarak chedarlı seçeneği de unutmayın :), yalnız belirtmekte fayda var ketçap ve mayonezleri de bizdekilerden daha iyi..
2. Yine birçok yerde göreceğiniz peynir dükkanlarını da atlamamak gerek. Hollandalılar bu işi biliyor arkadaş. Peynirleri inanılmaz lezzetli, benim favorimse 24 ay bekletilmiş old cheese ve yine 12 ay bekletilmiş cumin cheese.. dönüşe geçmeden almanızı da öneririm. TR'de seçkin marketlerde de bulabiliyorsunuz, fiyat performansları da yakın aslında ama old cheese'e henüz denk gelemedim :(..
3. Çiçek pazarına bi girin, eğer lale mevsiminde değilseniz, takriben benim gibi canlılarını göremeyeceksiniz, birde herkes gibi şu soğanlardan alam, doğduğu toprağa getirem gibi inanışlara kapılıp lale soğanlarının ziyanına gerek yok :) onun yerine ahşap objeleri de inanılmaz albenili, evinizi renklendirmek içinse ideal... onlardan alabilirsiniz...
4. Amsterdam sokakları inanılmaz keyifli, bisiklet yolları ise davetkar, bisiklet kiralayıp geniş turlar atarak da şehri keşfedebilirsiniz. Parkları seviyorsanız da Wondel Park'da mola verin... Hava güzelse şöyle çimenlere bir yayılın...
5. Müze seviyorsanız listenize Anne Frank'ın Evi, Van Gogh ve Rijk'i ekleyin.. biletlerini tatil planınız netleşince internet üzerinden de alabilirsiniz, böylece bilet kuyruklarında zaman kaybetmemiş de olursunuz. Heineken Amsterdam'ın yerel birası, bira fabrikasını gezmek isterseniz sizin için farklı bir tecrübe de olabilir..
|
Anne Frank House |
6. Alışveriş vazgeçilmezinisse o zaman güzel haber, istiklalin iki belki üç ya da dört kestiremiyom uzunluğunda bir cadde var, sağı solu dükkanlar, pasajlar.. ben kendimi kaybettim, sanırım %70'ine girmiş olabilirim :) Fiyatlar Amerika'ya oranla yüksek belki ama, TR'ye göre cazip... Birçok markadan beğendiğiniz parçaları gardrobunuza ekleyebilirsiniz..
7. Mutlaka steak deneyin, beni şaşırtan bir konuda buydu, kırmız et ile beyaz et (balık değil) arasında fiyat farkı yok, oradaki tavuklar serbest mi dolaşıyor acep? bilemedim, lakin ineklere verdikleri değeri düşününce fiyat performansını anlamak daha kolay olabiliyor :)
8. Hmm akşamlarına gelelim.. Red Light District turuna çıkın, orası
inanılmaz canlı ve eğlenceli :)
|
Red Light |
|
Red Light |
|
|
|
Hollandanın her anlamda neden
özgürlükler ülkesi olduğunu anlamakta zorlanmayacaksınız... Birçok şey
yasal olunca, alşam 6'dan sonra kenti saran kokuyu da kanıksamaya
başlıyorsunuz.. 3 gece kaldığım halde o kokuyu pek sevemediğim net,
denemediğim için de az biraz pişmanlık var galiba :).. Yine Red Light üzerinde bir galerisi de mevcut..
Amsterdam'Da gezerken
gözünüzden kaçmayacak bir ayrıntı da Cofee Shop'lar.. The Bulldog yazılı
keklerinden deneyebilirsiniz. Biz denedik, öle deli saçması şeyler
olmuyor, tek hatırladığım uykuya geçmekte zorlandığımdı.. Beynim sürekli
çalışıyordu ahahahah..
|
Kafa yapıyo dediler |
|
bildiğin brownie :) |
Bir de meraklısına farklı bir deneyim olabilecek
tiyatrolar da var, fentezilisinden :P, yani mekanların dışındaki
tanıtımların yalancısıyım :) Bu anlattıklarımın tamamına Red Light District'de rastlayacaksınız ondan tek bir madde de toplamak istedim :) Uzun soluklu bir deneyim maddesi ahahahaha...
9. Hediyelik eşya almak için birçok seçenek var, müzelerdeki reyonlar, cadde üzerindeki dükkanlar, çiçek pazarı ve dahası.. Çok güzel objeler var, örneğin ahşap pabuçlar, yel değirmenleri, ressamın fırçasından çıkmış gibi duran ahşap ev magnetler, Amsterdam'ın özgürlüğüne atıfta bulunan sex objeleri, vb...
10. Bu şehir öğlen saatlarine doğru canlanıp sabahın ilk saatlerine kadar yaşıyor.. Bu nedenle geç saatlere kadar dışarda eliniz cebinizde yürüyün, kanallara nazır bir mekanda oturup birşeyler için, yine şehrin can damarlarından birine girin insanları ve bu şehri güzel kılan şeyleri düşleyin, işte orada zamanı durdurup anı ölümsüzleştirmek isteyeceksiniz..
Sevgiler Sevgiler...
Melek