Ordu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ordu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Haziran 2019 Perşembe

Bayram'da Karadeniz Çıkarması...

İçinde bolca huzur barındıran bir yolculuk....

Yenilenmiş olmak, hücrelerime kadar üstelik :). Aile müthiş bir şey.. Koşulsuz sevmek, sevilmek, hissedilmek..

İyi ki dediklerim, iyi ki varsınız, bir kez daha ne mutlu bana ki dedirttiniz...

Yolculuğun Ankara-Samsun arasını Alişimle bol muhabbet, bol bol çay-kahve-sigara molası alarak yaklaşık 5,5 saatte tamamladım. Sonra Samsun Otogar'da Gardaşımı beklemece faslı, belki uyuruz umuduyla bir 3,5 saat beklemece. Yolculukta uyuyup dinlenen tek yolcu kuşkusuz minnoşum Alya'mdı. Dayısı geldi, biz kahvaltı için merkezde bir mekana geçtiğimizde tarafımca uyandırıldı :). Ve gözlerini açar açmaz ışıldadı... Gülücükler dağıtarak dayısına sarıldı, minnoş bile Karadeniz'in karşı konulmaz huzuru ve mutluluğuna uyandı... E ne de olsa Karadeniz genlerinde var ;).
Ctesi günü kahvaltı-hayvanat bahçesi-çocuk parkı ve deniz sefası ile 11:00'e kadar Samsun'da 11:00'den gece 00:30 civarına kadar da ikinci durağımız Ordu'da devam etti. Tabisi Bidenem ve Gönüldaşımın ev sahipliği eşliğinde... Ben biraz uyuyup kendime geleyim desemde Alyoş sağolsun fırsat vermedi :). Ve 00:30'dan 02:15'e kadar da son durak memleket paşasına yol almaca, yol üzeri Alişim'i bırakıp eve sevdiceklerime kavuşmaca... Tabi hoşgeldin hoşbulduk muhabbetini kısa kesip dişlerimi fırçalayıp soluğu yatakta aldığımı itiraf etmeliyim ve pazar gününü neredeyse yatakta geçirişim :)...

Ama ailemle bir sofranın etrafında toplanmak o nasıl bir keyif anlatılmaz yaşanır.. Diğer iki kuzum Azra'm ve Asya'mda evde hazır olunca değme keyfime...

Trabzon'a her ayak bastığımda saçıma da bir bakım yaptırırım ki Ali yine harikalar yarattı... Saçıma altın dokunuşlarını yaptı..

Sonra Bayram faslı... Bir kuble huzur yeri Maçka'da... Gece geç saatlere kadar tüm sevdiklerimle semaver keyfi... çocuklaşmaca oyun fasılları ve dahası...

Nedense her memlekete gittiğimde aynı karşı konulmaz hislere gebe kalıyom, dönmek istemiyorum...

Sevdiklerimle olunca başka kimse olmasın, sonsuza kadar o anda kalayım kafası oluyor.. Vazgeçemediğimiz mekanlarda laklaklarımız... Uzun sokakta volta atışlarımız, bir pide keyfi için Sürmene'ye gidişimiz :) Çay için Faroz'a uğramadan olmaz deyişimiz... aynı dili konuşup, aynı şeyleri yapmaktan hiç sıkılmadığımız o mini çoğunluk bana hep yetiyor, hep onlar olsun gerisi boş dedirtiyor. Çok çok ihtiyacım vardı, aylardır kafa dumanlıydı yorgundu lakin, oraya gittim reset attım geldim... Üstelik yanıma Annem ve Babamı da katarak... Daha ne isterim ki? 

Darısı Temmuz Planımıza...

Sevgiler,

Melek




8 Eylül 2014 Pazartesi

Bidenem ve Gönüldaşım Hep Mutlu, Daima Mutlu Olasınız...

Merhaba, 

Bugun konu da konsept de farklı olsun :)

Sevdiğim iki insan için!

5 ve 7 eylul 2014'e isimlerini yazdılar... 

8 yıllık bekleyiş.. 


Aşk!

   

Sabretmenin ve Başarmanın örneklerini sanırım çok güzel sergilediler :)

Video'da güzel aşklarına gelsin ;)





Sizi seviyorum Serpil ve Metin!



Sevgiler,

Melek




12 Ağustos 2014 Salı

Tatil Bitti!..

Herkese Merhaba,

Iki haftalık memleket serüvenimi geride bırakırken ben, hala yorgun olduğum gerçeğiyle iş başı yapışımında ikinci günüyken, boşladığım bloğumu özlediğimi farkettim iyi mi? Hadi gelin kısaca nasıl geçti diye bir sayfa aralayalım..

Uzun gibi dursada, bu tatilde hastane ve ev arası mekik ördüm. Evde geçirdiğim süreçte de bebiş bakımının hertürlü sürecini tecrübeledim! 13 aylık bir bebek ne yer, ne vakit uyutmak gerek, nasıl banyo yaptırılır, altını ne sıklıkla açmak gerek vb.. Hatta eksik olmasın diyerekten Asya'nın ateşlendiği gün hastaneye gidişimizi ve çişini yapsın diye de 2 saat amansız beklememizi de eklemem gerek!! En komiğide ağlamasın diye hemşirelerin balon taşıması :).. Sonuç mu çişini yapmadı zilli, tahlil veremeden geri evin yolunu tuttuk :)

Ablamın tedavi süreci ise, sancılı ama umut verici hızda ilerliyor.. Dileğimiz tez zamanda bu günleri geride bırakması tabiki..

Birde asansör anım var ki evlere şenlik. Fıkra insanları şehri memleketim :).. Bu şehri ziyaret ettiğinizde dolmuş şöföründen esnafına herkesi dinleyin ama can kulağıyla, kendi fıkranızı kendiniz yazarsınız şüphesiz :)) Asansörde 4. katta inecek amcaların bizim binmemiz ve 9 noyu tuşlamamızla başlayan yolculuğumuza, asansör 4. kata gelip de sinyali kapayınca, "uy noliy nereye gidiyruk" diye tepki vermesinin üzerine kapı açılınca bi oh diyiş! yok böyle bişiy :) Hele bi teyzenin bu asansör 9. kata çıkmayy diyip de kendinin 10. kata çıkıyor olması :).. Saflığın temizliğin en nadide örneklerini yaşarsınız burda! Bu şehrin adı TRABZON!

Uzatmaya gerek yok yani işte günler bu tatta geçti gitti...

Dönüşte ise kafa nereye ben oraya modunda oldu.. Karadeniz sahil şeridi kesinlikle görmeye değer! Sürekli geçip fırsat bulamadığım için vakit ayırmadığım bir şehre dönüş istikametimde fazlasıyla zaman verdim. İyi de ettim. Ordu, sahil şeridini bozdurmayan nadir yerlerden! ve adım adım gezmek de gerek.. Çok güzel koyları var. Kahvaltı için Perşembe'de mola verdik. Denizin üzerinde köy mahsullerinden oluşan bir kahvaktı hayal edin..Hatta hayalin ötesine geçin ve mutlaka bu şirin yerde bir molada siz verin! Sera Botanik Bahçe mükemmel bir atmosfer barındırıyor.. Denizin kulakları okşayan sesi, mis gibi ev ve bahçe mahsulleri...





Peşembe-Bolaman arasında ise Uzun Saçlı'nın yerinde mutlak surette çay için! Böyle bir lezzet yok. Çay tutkunlarına duyrulur.. Volkan Konak'ın şarkılarına ilham olacak kadar var...




Sonuç: tatil bitti ve ben hala yorgunum! iki-üç günde olsa sadece ayaklarımı uzatıp kitap okumak denizi dinlemek istiyorum çok şey mi istiyorum??? Gerçi az da olsa, hala bir kaç gün izin hakkım varken bunu avantaja çevirebilir miyim? Ne dersiniz :)


Sevgiler..

melek



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...