Herkese Merhaba,
2015 yılı benim için deyim yerindeyse bol seyahatli bir yıl olarak geçti... Geçen yıl demek ki çok yürekten dilemişim :).. O sebeple bu yıl için x3 dedim! Bilmem belki gerçek olur... Normalde etkilendiğim yerleri hemen kaleme alır, satır atlamazdım ama, o günleri fırsat buldukça kaleme alabiliyorum nihayet!
24 ekim sevgilimin doğum günü olunca, ilk ayağı Paris, ikinci durak yeri olarakta Amsterdam'ı planladım... 5 gece Paris, 3 gece de Amsterdam şeklinde... Paris'i ayrıca kaleme alacağım, ama dediğim gibi beni en etkileyen yerlerden başlamayı ilke edindiğim için buyursunlar Amsterdam...
ilk olarak belirtmeliyim ki, Amsterdam için 3 gün fazlasıyla yeterli, ama siz siz olun bizim yaptığımızı yapmayın.... bizim gibi ekim ayının son haftasında tatile çıkıyorsanız, 31 ekimde dönmeyin kalın! Cadılar bayramında döndüğümüz için hala kendime kızıyom :D
Paris Gare du Nord tren istasyonunda, hızlı tren ile başlayan yolculuğumuzda 3,5 saatin sonunda Amsterdam Central'e varıyoruz.. Biletlemeyi bizim gibi 2 ay öncesinden yaparsanız kişi başı tren ücreti 35 euro, birden fazla firma seçeneği var, ancak en makul olanı Thalys. Yolculuğun sonunda, tren istasyonundan çıkıp otelimize varmamız ise yürüyerek 5dk olunca keyiften dört köşe oluyorum :). Gerçi planlamayı yaparken özellikle bu oteli seçmiş olduğumu da belirtmemde fayda var. Otelimiz Park Plaza Victoria, tarihi dokusu ile o anda beni büyülüyor... Özel müşteri statüsünde birde konaklıyorsanız keyif ikiye katlanıyor :).. Verilen süit muhteşem, Pariste kiraladığımız 20m2 evden sonra burası saray gibi geldi diye abartsam fazla olmaz sanırım :).
Paris Gare du Nord |
Amsterdam Centraa |
Amsterdam'ın yerel saatiyle akşam 7 gibi otele giriş ve yerleşme işlemlerinden hemen sonra kendimizi, amsterdam sokaklarına atıyoruz... Sıkıcı Paris akşamlarından sonra yaşayan bir Amsterdam, kendime getirdi... heryer cıvıl cıvıl.... İlkin karnımızı doyurmak için Nieuwe Zijde üzerindeki Allstar Steakhouse'da mola veriyoruz. Paris'ten sonra bir şaşkınlıkta burada yaşıyoruz... Fiyatlar oldukça makul, hatta ikinci şaşkınlığımız tavuk seçenekleri ile steak seçeneklerindeki fiyatlar, yani fark yok... Sonra tabi hatırlıyorum ki Hollanda'dayım! :))) Steak + Patates (bunu ayrıca anlatacağım)+ Heineken üçlemesi ile enerji topluyoruz :)
Cadde meşhur Dam Square'e çıkıyor... Bu meydanın meşhurları ise şöyle; Kninklijk Paleis(Kraliyet Sarayı), Nieuwe Kerk, Ulusal Anıt, Madam Tussauds, Damrak Caddesi, De Bijenkorf, Kalverstraat (burası ben gibi alışveriş manyakları için ideal :P, o sebep ayrıca anlatacam) ve NH Grand Hotel Krasnapolsky... Akşamın bu saatlerinde meydanda çok bi hareketlilik yok, bizde rotayı daha renkli bir yere çeviriyoruz yani Red Light District'e :)...
Evet herkes burada toplanmış.net ahahaha, burasının tam bir turistik merkez olabileceğini kavramakta zorlansamda, bir süre sonra ortama adapte olup, bu koca district nereden başlar nerede biteri algılayabilmek için sokak aralarına dalıyoruz... Nehirler üzerindeki bu şehir zaten büyüleyici, ama bu koca semtte ayrı bir cazibeye sahip... Sonbahar olmasına rağmen hafif esintilere aldırış etmeden gece 12:00'ye kadar sokaklarda olmak da ayrı bir güzel... Birde arada bi abondane olduğumu da itiraf etmem gerek, Türkiye'de mi geziyom, yurtdışında mı anlamadım... Acayip Türk turist yoğunluğu var... Özellikle Red Light District'te yanınızdan sürekli türkçe konuşup geçenlere aldırış etmeden bıyık altı güleceğiniz de net :)...
Amsterdam bitmedi devamı gelecek
Sevgiler sevgiler...
melek
İzzet Altınmeşe'den hallice :P |
Dam Square |
Darling... |
Kaldırımlar, kaldırımlar... adlı çalışmam :P |
Sevgiler sevgiler...
melek