2 Temmuz 2015 Perşembe

Figueres ve Salvador Dali...

Herkese Merhaba,

Uzunca bir aradan sonra PC başına geçip yazmaya vakit bulabilmek benim için pahabiçilemez olduğunu belirtmek isterim...  İngiltere yazımı bitirmeyi hedeflerken, araya yakın zamanda seyahat ettiğim İspanya'yı almaya karar verdim. Malum bilgiler taze.. Anlatmaya gezi rotasından değilde, en çok etkilendiğim yerlerden başlıyorum.. Buyursunlar;

"Dali'nin dünyasına girmeden hayatı ile ilgili detaylara bakmakta faya var.. Yazmak yerine aşağıdaki linke bakmanızı tavsiye ederim... Sanatındaki ipuçları hayatında gizli ;)" Dali Hakkında bkz.

Figueres, Dali'nin doğup büyüdüğü Catalan bölgesinin sevimli küçük bir şehri, İspanya'nın da kuzey-doğu bölgesine düşüyor. Figueres, Barcelona'dan 147km uzaklıkta. Ulaşım için Renfe trenlerini ya da bizim gibi araba kiralamayı tercih edebilirsiniz. Renfe trenlerini kullanacaksanız, hareket saatleri için http://www.renfe.com/EN/viajeros/ sitesini incelemenizde fayda var. Yaptığım araştırmalara göre, tren istasyonlarından ziyade internet sitesi daha sağlıklı bilgi veriyor. Ancak gün içerisinde 3 gidiş, 3 de dönüş istikametinde seferler mevcut ve yolculuk trenle min 2 saat sürüyor. Ortalama da kişi başı 28Euro civarında tutuyor. Biz gezi rotamızı seyahat öncesi netleştirdiğimiz için Budget/avis gibi uluslarası sorun yaşamayacağımız bir firmadan araç kiralamıştık. Günlük orta karar bir araç için kiralama bedeli ortalama 106-120 (orta karar) tl civarında oluyor. Aracı kullanacak kişi/ler üzerinden fiyatlandırıyorlar. Yani bir kişi kullanacaksa fiyat liste fiyatı üzerinden hesaplanıyor. Ancak birden çok kişi kullanacaksa ek ücret alınıyor. Gezimize bir gün öncesinden kafa dengi bir çift eşlik etme kararı aldı ve Figueres macerası için start verdik :). Buket ve Serkan teşekkürler :)

Sabah ilk iş kaldığımız otelden merkez istasyona (Sants) renfe treniyle varıyoruz. İspanyollar oldukça kuralcı. Araç kiralamışsanız, yanınıza mutlaka pasaportunuz, araç kiralama sözleşmeniz (internet çıktısı da geçerli oluyor), ehliyetiniz ve ödemeyi yaptığınız kredi kartınızı almayı ihmal etmeyin ;). Biz pasaportlarımızı yanımıza almayı unuttuğumuz için baya bir ter döktük. Neyseki Serkan'nın pasaportu yanındaydı. İşlemleri Serkan'ın üzerinden devam ettirdik. Yol güzergahını bilmediğiniz bir ülkedeyseniz, GPS eliniz kolunuz oluyor... 16 Euro'ya da GPS kiraladık. Birde son olarak sizden , araç teslimatında iade edecekleri güvence bedelini tahsil ediyorlar. Yaklaşık 45 Euro.. İşlemler tamamlandı veee ver elini Figueres!



Barcelona'dan Figueres'a otoban üzerinden gidiliyor. Bizdeki gibi şehirler arası geçiş için ücret tahsil ediyorlar ve size bir geçiş kartı veriliyor.. İlk geçiş yapılan yerde nakit olarak ödeme yapabiliyorsunuz, ancak Figueres'a kadar toplamda 2 kez ücret alınıyor, ikinci geçiş noktasında ilk olarak verilen kartı, cihaza yerleştiriyorsunuz sonra da kredi kartıyla ödeme yapılıyor. Dönüşte de aynı şekilde ücret alınıyor. Nakit olarak geçiş noktalarında 1.5 Euro, kredi kartıyla geçiş yapılan noktalarda da 11.5Euro tahsil ediliyor. Yani toplamda 26 Euro.
 
1.5 saatin sonunda Figueres'a varıyoruz. Hava yer yer kapalıda olsa, genel olarak iyiydi. Bir kapalı otopark bulup aracımızı bıraktık. Zaten müzeye yürüme mesafesinde bir yer olunca buraya kadar şanslı olduğumuzu sandık. Lakin araban inip kapalı otoparktan çıkmaya hazırlanırken bastıran yağmur tabiri caizse bardaktan boşalırcasına olunca ilkin bir durakladık. Yağmurun dinmesini mi beklemeli, yoksa bizi bekleyen Dali'ye koşmalı mı? Bu ikilemde biz koşmayı tercih ettik :) Tabisi az biraz, yok yok baya yıkandık. Aklınızda bulunsun, öğrenci kimliklerinizi hatıra neyin saklıyorsanız, İspanya seyahatinizde yanınızda bulundurmayı ihmal etmeyin birçok müzede işe yarıyor.. Normalde giriş 12 Euro, öğrenci indiriminden yararlanırsanız (kimlik göstermek şart) 9 Euro. Dali kesinlikle büyüledin bizi... Dali, biricik sevgilisi Gala'nın ölümünden sonra bir süreliğine bu güzide müzeden ayrılsa da, birkaç yıl aradan sonra geri dönüp ömrünün son gününe kadar bu müzede çalışmalar yapmış. Ayrıca, bu deha bu müzede gömülü. Gerçi ben gezi sırasında kafadan kırık olduğunu düşündüm.. Utanıyorum :)... Ancak sürrealist akıma bambaşka bir boyut kazanırdığı aşikar... Yaşamı boyunca, resimden, heykele, tiyatrodan film senaryolarına birçok alanda önemli işler çıkardığını müzeyi gezerken fazlasıyla deneyimliyorsunuz. Binanın ortasında bir bahçe mevcut, bu hahçede sizi karşılayan bir Cadillac var. Olayı şu, para atıyorsunuz cadillağın içinde yağmur yağıyor. Ben bunu yapmayı çok istememe rağmen, şartlar bizden yana olamadı. Malum müzeye girene kadar baya ıslandık.Birde arabanın olduğu alanın da üstü açık, foto çektirecez diye ne çektik yaaa :P.... Cadillac'ın üzerine yerleştirilmiş bir bereket tanrıçası semblü ve onunda üzerinde eşi Gala'ya ait tekne mevcut.




Müze için birkaç detay buyursunlar...






Bu resme dikkat! Çıplak gözle bakıldığında ilk görülen şey cam önünde duran afet Gala, ama tekrar baktığınızda Amerikan Başbakanını da görebilirsiniz ;)

En meşhurlardan biri kuşkusuz Matadorlar ve Venüsler tablosu, hadi matadoru ve boğayı bulunuz !!

Gala

Gala


Tiyatro sahnesi, dudak şeklinde koltuk, burun şeklinde şömine, tablolardan göz.. kısacası  detaylar müthiş, bu kareyi yakalamak için mercek arkasından bakmak gerekiyor ;)



Bu resim tavana yapılmış, Ayaklar Gala ve Dali'ye ait, kısacası üzerimize basıyorlar

Kuşkusuz en mutlu olduğum sahne :), bu boya sandığı İstanbul kapalı çarşıdan


Sevgilim :*
Dali'nin meşhur yumurtaları


İspanya'ya kadar gelmişken, hele ki Barcelona'da fazladan zamanınız varsa bu şehri bu müzeyi kesinlikle kaçırmayın efenim...

Devamı gelecek tabi ki... 


Sevgiler Sevgiler...

Melek




  

25 Şubat 2015 Çarşamba

Biri Soğuk mu Dedi? Brighton'dan Kocaman Bir BRRRRRRRRRRRRRRR

Herkese Merhaba,

UK kuzey konumlu bir ada ülke olduğu için yılın her mevsimi Doğu Karadeniz iklimi gibi, kapalı ve yağışlı. Gerçi burda bir parantez açarak ağustosta bizim memleket bu denli de soğuk olmaz demek isterim :). İngiltere seyahatini ramazan bayramı ile birleştirip ağustosun 19-27 aralığına planlamıştım. Valize de, alışverişi oradadan yaparım cinliğiyle artı yaz mevsimi diye ince bluzlar, kısa şortlar koymuştum, son anda n'olur n'olmaz diye bir iki hırka bir de spor ayakkabı eklemeyi ihmal etmediğim için kendimi tebrik ederim :P...

Brighton hakkında kısa bir bilgi:  İngiltere'nin güney-doğu bölgesinde Manş Denizi kıyısındadır. İdari olarak Brighton ve Hove'a bağlıdır.Bu kadar yeterli hadi gezelim :)


Londra'da hava bir nebze yumuşaktı, lakin Brighton'da otobüsten inip Inan'ın sahil şeridinden yürüyerek gezdirecem demesiyle başlayan anaaa bu ne yavrimmm buzzzz muhabbetimde tavan yaptı. Hatta yol üzeri bir Costa'ya kendimi atıp biri çikolatalı biri de bluberry'li muffini mideye indirdim, kahvemi hüplettim :).


Sonra sırt çantama yedek olsun diye koyduğum hırkam, az biraz durum kurtarma çalışması yaptığın için tx.. Zürafanın düşkünü Beyaz giyer kış günü nağmeleriyle yürüyüm ısınırım sanırsam diye kendimi bu güzel kentin caddelerine salıverdim...



Gezerken ya daha önce sanırım buradan geçmiştik derken buldum kendimi.. Heryer biribirine benzeyen binalarla dolu.. Biri hariç The Royal Pavilion Palace.. Mimarisiyle gözden kaçmayacak kadar ihtişamlı.. 18. yy'da Galler Prensi için yapılan fantazi köşk!



Royal Pavilion Palace
Sarayın gezilebilen bir bölümü müzeye dönüştürülmüş. Oldukça orjinal eserler var. Görmeyi ihmal etmeyin. Giriş ücretsiz. Birde çıkışta hediyelik eşyalar bölümüne de bakın :)


Tabi bu gezi sırasında değişmeyen gerçek üşümeye devam edişim :). O can havliyle yine de gözüm, alışveriş caddelerindeki renkli vitrinlerde gezinmeyi ihmal etmedi...  Yanımda iç sesim olan İnan'ın ya Meleğim alışverişe mi geldik tekerlemeleri beni durduruyor olsa da, bir cinlik yapıp sezonda neler varmış diye kontrol etmeyi ihmal etmedim tabi :) Bide sık sık aldığımız kahve aralarını da eklemek isterim :)

Çantamdaki son savasçıları da giyip mutlu mesut ama üşüyen ben!




Renkli caddelerden ara sokaklara girdiğinizde kendinizi kaybedebilirsiniz. Oldukça sevimli butikler var. En eğlendiğim bölümse, aslında bir Dikim atölyesinin vitriniydi. Her Genç Kızın Hayalı Singer Dikiş Makinesi ahahahah... Sanırım İnan'la bu bölümde koptuk.!! itiraf ediyorum oldukça neşeli kahkahalar attık... Tabi etrafımızdaki gözlere aldırış etmeden!


Tabi bide acıktık, dışardan mekanları göz ucuyla sezip, işte budur diye bir mekanda soluğu aldık.. Dekoru süperdi... Duvardan tavanına kadar özenle tasarlanmış bir yer olduğu aşikar! Tabi seçtiğimiz mönü de takdire şayan! O koca burger'i yemek hiç de zor olmadı :)))

Tavanda ki detaylar...


Minik Burger'im :)

Akşam ilerleyen saatlerdeyse, girişinden itibaren oldukça davetkar olan bir English Pub'da günü tamamladık.. Tabi ben ısınamamaktan hallice kahveyle günü bitirenlerden oldum...




Brighton'da 2. günün özeti ise şöyle: Sabah kahvaltısında deniz kenarı tercihimiz oldu.. İyi de oldu.. Sonra klasik güneşlenme faslı.. Yine sahil kesiminde oldukça büyük bir Luna Park var, içinde oyun alanları dünya mutfakları vb.bulunan. Benim gözüm sıcak bişeyler olsa da içsek diye mekanları tararken, çay alabileceğimiz bir çin restaurantını gördüm (aslında büfe kıvamında-take off mantığıyla zaten çalışıyorlar). Çayların olmasını beklerken, çinli hatunun hijyenden bi haber rahatlığı beni rahatsız etti! Allah'tan çayı da nasıl yaptığını gördüğüm için içerken bir nebze içim rahattı. Oldukça büyük olan bu alan mendirek üzerine konuşlandırılmış..  En heyecanlandığım bölümüyse, denizin üzerinde binmeye hiçte cesaret edemediğim o adrenalin oyuncaklarındakileri izlemekti! ben izlerken yüreğim ağzıma geliyordu, gerçi üzerindekilerin çığlıklarından anlaşıldığı kadarıyla onlarda da durum farklı değildi...

Güneşi gördüm yuppiii :P




Akabinde caddeler arası keşif..Brighton'da en çok hoşuma giden şeylerden biri ara sokaklardaki küçük İngiliz butikleri.. Enteresan güzel el yapımı tasarımlara rastlayabiliyorsunuz. Birde hala unutumadığım, doğal ürünler kullanılarak hazırlanmış parfüm, krem, kurabiye gibi seçenekleri olan ama aslında bir kozmetik dükkan havasındaki o dükkan ve sahibi olan tatlı teyze... Kendime neden o el kreminden stok yapmadım ki diye kızıyom da... Neyse ki, İnan hala orda :). Bir siparişime bakar :)



Yine itiraf etmeliyim ki, aynı dükkandan aldığım kurabiyelerin kutusuna vurulmuş olsamda, tadı hiç de başarılı değildi.. İngiliz çaylarına ise laf söyleyemem hakkını da teslim ederim ;)

Akşama doğruysa, sanırım İngiltere'nin tek yerli yemeği olma özelliğine sahip fish&cips and beer denemesi vaktiydi :). Ben deniz çocuğu olduğum için, balığı da denizi olan yerde tatmayı tercih edenlerdenim, özellikle ilk denememse ;). Nasıl diye sorarsanız, yorumsuz diyebilirim denemekte fayda var ;)

Fish&Cips

Kısa Notlar: Tatil için tercih ettiğiniz tarih aralığındaki hava koşullarına uygun kıyafet tercih etmek önem arz ediyor. Her ne kadar yaz da olsa, denize kıyısı olan bölgeler, içte kalan bölgelere oranla daha soğuk olabiliyor. Hava şartları normal seyretse bile denizden gelen esinti fazlasıyla çarpıyor!!!!



Londra'da nerede kalmıştık... Londra ile defammm :))) edilecek efenim!

Sevgiler Sevgiler...

Melek K.

9 Şubat 2015 Pazartesi

London London :)

Herkese Merhaba,

Aradan geçen 3 yıla rağmen her anını gülümseyerek hatırladığım, güzel birikimlere sebep ülke İngiltere.. Tabi bunun mimarı şüphesiz en değerli dostlarımdan biri olan Inan :) hadi bu 9 günü aralayalım...

Yazmazsam olmaz dedirten ilk şey İnan sana gelsin "1-7-6 to Penge" ahahahaha bak bunu işte hiç unutamıyorum :).. Bu ne mi? Kaldığımız semte ulaşım için kullandığımız otobüs hattının özeti, her durakta istsnasız kulaklara çalınan şey :) aslında otobüsün son durağı...



Nereden başlasam nasıl anlatsam ne tavsiye etsem kafamı toparlayamıyorum resmen! İlkkez bir tatilde neler yapılacağını ben planlamadığım için yazmakta da zorlanıyorum :). Bu tatil İnan'ın perspektifinde oldu. İyi de oldu, çok güzel yerler gördüm deneyimledim sayesinde :)



İlk günden başlayan aksiyonlar ki hatırlarsanız giriş skandallı yazımdan çok renkli bir tatil olacağı zaten belliydi. İlk gün zorlu havaalanı maceramızdan sonra kendimizi eve attık, bir soluklanalım bişeyler atıştırıp enerji depolayıp çıkalım diye.

Inan'dan Makarinaa :P

Sonrasında, yol üzerinden bize dahil olan Ceren ile -ki o Greenwich'e çok yakın bir yerde yaşıyor- 0 noktasında soluğu aldık. Greenwich! gerçi geç bir saatte gittiğimiz için yakınına kadar girişimize izin verilmese de 0,001 kadar yakın olduğumu hissettim :D

Greenwich London
Ertesi gün gezilecek çok yer var gerekçesiyle sabah 8 de güne başladık. Gerçi hergün istisnasız 8 dedi mi kurulu saat gibi uyanıyorduk. Kahvaltı ve ardından Londra sokaklarında keşiflere geçiyorduk. Ulaşımın olukça rahat olduğu bu metropolde siz siz olun, underground haritası edinmeyi ihmal etmeyin. Nereye varmak istiyorsanız, hat değiştireceğiniz durakları kaçırmamak adına elzem. 5 yıldır bu şehirde yaşamasına rağmen İnan da bu yöntemi izleyenlerden ;). Londra'da 2. günümün ilk ayağını Thames nehri ve çevresindeki güzellikler oluşturuyordu. Thames nehrinin üzerinden yükselen, heybetiyle insanları büyüleyen mimari bir harika kuşkusuz!! Tower Bridge. 2012 Dünya olimpiyatları o yıl Londra'da oldu. Benim ziyaretimden bir kaç hafta önce de tamamlandı. Şehrin her yerindeyse izleri kaldı. Köprüde de :). Bu köprü Londra'nın simgelerinden biri. Nehir üzerinde birden fazla köprü var. Milenium köprüsünden karşıya geçtiğinizde dünyanın en büyük 3 kilisesinden biri olan St. Paul'a ulaşabiliyorsunuz.





Wesminster Abbey

Millenium Bridge

St Paul
Yolu uzatarak Royal Opera binasının önünden geçip dinlenmek için, Londra'nın bir başka simgesi olan parklarından birinde  mola vakti ve Soho Park :). Burası özgürlükler kenti dedirten olaylara şahit olabilirsiniz. Şansıma havanın güzel olduğu nadir günlerden biriydi. İnsanlar güneşi görünce parklarda giysilerini çıkarıp mayolarıyla güneşleniyorlar :) Deniz yoksa güneşlenmek yasak mı kardişimm ahahahahah..

Soho Park da mola

Moladan sonraki durağımız City, Big-Ben ve Parlemento Binası.

Parlamento ve Big Ben


Yine bu bölge'de, nehrin üzerindeki westminter bridge'dan karşıya geçince kentin simgelerinden olan London Eye'a ulaşabilirsiniz. Uzayan kuyrukları görünce binmekten vazgeçip bu devasa dönme dolabı görebileceğim bir yerde konuşlanıp izlemeyi tercih ettim.

London Eye

Bu şehirde hemen hemen birçok yerde karşılaşacağınız bir diğer manzarada sokak showları. Biz birtane yakaladık kendimize bir yer bulduk ve seyre daldık...




Araya Brighton alıp tekrar Londra'ya dönüş yapacam...

Sevgiler

Melek K.


4 Şubat 2015 Çarşamba

16 Ocak 2015 Cuma

32

Herkese Merhaba,

Bugün benim günüm.. 32'lik bir hatun insan, profiline büründüm :P

Geçen yıldan bu yıla sadece 1 yıl geçmedi, sevinçler, hüzünler, yorgunluklar ve dahasını da biriktirdiğim dolu dolu bir yıl oldu... Bu yılında sağlık, huzur ve mutlulkla geçmesi ilk temennim, tabi yanında bir de yapacaklarımı/isteklerimi sıraladım :) şöyle ki;

1. Sağlıklı yaşam için hayatımda olmazsa olmazlar netleştirilecek... Beslenme, nefes alma ritüelleri yanında Spora daha çok vakit ayrılacak, yoksa şişko bir gelin olmam kaçınılmaz :)

2. Öncelikle hayatıma anlam olan sevdiklerim.. Bu yıl da benden çok çekeceksiniz :) Sizleri yanımdan eksik etmek gibi bir niyetim yok!!! Sakın ola bi yere kıpraşmayın

3. Ablam cnm, her güne bir meditasyon, yok yok sadece Asya'ma ait komik video göndersen kafi

4. Daha çok düzen.. işler, özel hayat, sosyal hayat ve dahası için elzem! şimdiye kadar spontane yürüyordu lakin ipi ele almam gerekiyor sanırsam :)

5. Tabisi alışveriş :D, benim biricik deşarj metodolojim seni bu yılda yanımda sürekli görmek isterim

6. Bol bol seyahat :) İlki Ispanya'ya...

7. Arkadaşlarımla daha çok plan program toplantı..

8. Sadece h.sonu için minik kaçamaklar, şehirden uzaklaşmak bana iyi geliyor

9. Kendimle meditasyon, bazen huzur sadece kendimi dinleyebilmekte

10. ve Nefes alabildiğim her gün için Teşekkür Edebilmek, kırmamak adına Özür Dileyebilmek ve Sevdiklerimin daim Elini Tutup onlara Seni Seviyorum diyebilmek!...


Bugün özel olduğumu hissettiren herkese sonsuz teşekkürler...

İyi ki varsınız

Sevgiler

Melek KAZANCI


 

6 Ocak 2015 Salı

16-19 Mayıs 2015 Mini Karadeniz Turu

Merhaba,

16 Mayıs benim için büyük gün, benimle birlikte bu heycana dahil olmak isteyen dostlarım için mini bir Karadeniz Tur'u planlamam gerekti. Nerede ne yapılmalı, ne yenmeli, nerde kalınmalıyı yazarken bunu daha büyük bir çoğunlukla da paylaşmak istedim. Bakın neler çıktı :)

Ulaşım olarak karayolunu tercih edecekler için Ankara-Trabzon arası yaklaşık 750km. Güzergah ise

Ankara => Kırıkkale => Çorum => Samsun => Ordu => Giresun => Trabzon şeklindedir. Benim en çok sevdiğim bölüm kuşkusuz Samsun - Trabzon arası olan bölüm. Sol taraf deniz, sağ taraf yeşilin her tonu! Yol hemen bitiverir gibi gelir bana.. Zaten Samsun bu güzergahta orta nokta gibi.. Samsuna kadar olan mesafe ile Samsun-Trabzon arası mesafe neredeyse aynıdır. Trabzon'a gidiş istikametinde yolda zaman kaybetmeyelim diyenler için Turu Trabzon'dan başlanacak şekilde tavsiyelerde bulunacam.

Not: Zamandan tasaruf etmek isteyenler için Samsun-Trabzon arasında yeni yol kullanılmalı. Ancak dönüşte özellikle Ordu'da eski yoldan dönülmesini önermem gerek. Bolaman üzeri dönecekler sonrasında teşekkürleri alırım :)

Yola, 15'i 16'ya bağlayan gece çıkacak olanlar, takriben sabah 08:00 civarı Trabzon'a giriş yapmış olacaksınız. Kahvaltı için aşağıdaki seçeneklere göz atınız..

1. Akçaabat’ın tepelerine doğru 2 km. kadar gittiğinizde karşınıza çıkan, olağanüstü manzarası ile insanın aklını başından alacak yerlerden biri. Seyrantepe Tesisleri: Sarıtaş Mahallesi Çamlık Sokak No:61 Akçaabat Trabzon 
Telefon : +90462228 28 17

Kahvaltı için tercihiniz burası olursa şehri batı yakasından izlemiş olursunuz. Gezi planınıza Sera Gölü ve Ayasofya'yı da eklemelisiniz ;)

Ulaşım için ayrıca aşağıdaki linki kullanabilirsiniz:


https://www.google.com/maps/place/Seyrantepe+Tesisleri/@40.9864255,39.5707583,13z/data=!4m2!3m1!1s0x0:0x25aa53efaa42901f



2. Sera Gölü Gül Tesisleri : Açık büfe kahvaltı isteyenlere
http://www.gultesisleri.com/
Söğütlü'den Yıldızlı Beldesine doğru devam edilecek.
Telefon: +904622483366

Kahvaltı için tercihiniz Sera Gölü olursa, gezi planınıza Ayasofya'yı eklemeyi ihmal etmeyin ;). Kısıtlı bir zaman dilimi var, çok şey yapmak istiyorz derseniz bu gölü başka bir zamana bırakıp tercihinizi Ayasofya'dan kullanmanızı tavsiye edeceğim. Göl'ün atmosferi bana göre yeşil bir huzur... Zaten gittiğinizde ilk dikkatinize çekecek olan da gölün rengi olacaktır kuşkusuz ;)

Ulaşım için ayrıca aşağıdaki linki kullanabilirsiniz: 

https://www.google.com/maps/place/Sera+G%C3%B6l%C3%BC,+61300+Trabzon,+Turkey/@40.9853315,39.6148909,16z/data=!3m1!4b1!4m2!3m1!1s0x40643fcd51436a91:0x7247180a01308883

3. Ayasofya Müze Çay Bahçesi : Yöresel lezzetlerle kahvaltı yapmak isteyenler için.. Kuymak, Kaygana, Melemen yanında klasik kahvaltı menüsüyle güne başlayabilirsiniz! Ayrıca kahvaltıdan sonra Ayasofya'yı da gezmeyi ihmal etmemiş olursunuz :) birde 16 mayıs akşamında icap edeceğiniz mekan buraya oldukça yakın :)

Ulaşım için ayrıca aşağıdaki linki kullanabilirsiniz: 

https://www.google.com/maps/place/Trabzon+Hagia+Sophia+Museum/@41.0030349,39.6961514,17z/data=!4m2!3m1!1s0x40643dcd77e0c5d7:0xd9d2ac146b132089

4. Kahvaltı da bir Trabzon klasiği olan Peynirli Pide ile kahvaltı yapmak isteyenler için tavsiyem Merkez'deki Çardak Pide.. Araçla gelenler için park biraz sıkıntı olabilir ;) Ancak Beşirli'den Tanjant yoluna çıkarsanız (mapde Yavuz Sultan Bulvarı olarak geçen yol), merkezde ki, otoparklardan birinde sabah saatlerinde yer bulmanız kuvvetle muhtemel!.


Ulaşım için ayrıca aşağıdaki linki kullanabilirsiniz: 

https://www.google.com/maps/place/%C3%87ardak+Pide/@41.005033,39.730087,17z/data=!3m1!4b1!4m2!3m1!1s0x40643c4467d9d585:0x7647c0e38749f9e3


Trabzon Merkezin incileri şöyle;

Atatürk Köşkü : https://www.google.com/maps/place/Atat%C3%BCrk+K%C3%B6%C5%9Fk%C3%BC/@40.979767,39.69787,17z/data=!3m1!4b1!4m2!3m1!1s0x40643e97c8cfaf8b:0x16ac1215ea895b7b

Cephanelik : https://www.google.com/maps/place/Cephanelik+Restaurant+%26+Cafe/@40.992556,39.722088,17z/data=!3m1!4b1!4m2!3m1!1s0x40643c17e9ab0f4d:0x93a4c8e2e77a15b3

 Tarihi Köprüler: 

Zağnos Paşa: https://www.google.com/maps/place/Za%C4%9Fnos+Cd+%28Za%C4%9Fnos+K%C3%B6pr%C3%BCs%C3%BC%29,+Ortahisar+Mh.,+61000+Trabzon,+Turkey/@41.004406,39.719205,17z/data=!3m1!4b1!4m2!3m1!1s0x40643c4843b237ab:0x794d6c08aea99907

Tabakhane Köprüsü : https://www.google.com/maps/place/Tabakhane+K%C3%B6pr%C3%BCs%C3%BC+%28Mimar+Sinan+Cd.%29,+61300+Trabzon,+Turkey/@41.004966,39.72203,17z/data=!3m1!4b1!4m2!3m1!1s0x40643c489eac6651:0x6740a0926ecea4b

Bu iki köprü Trabzon'un en eski mahallesini aralarında barındırır. Eski Trabzon evleri (Kanuni Sultan Süleyman'ın doğduğu ve büyüdüğü ev), Trabzon Kalesi, Surlar ve görebilecekleriniz arasında. Yürüyerek gezmek en güzeli, ama zamanı iyi değerlendirmek isterseniz, arabayla bu mevkiden geçerek merkeze ulaşabilirsiniz ;)

Boztepe : Trabzonu en güzel gören yerlerden birisidir. Yılın birçok mevsimi hareketliliğini korur. Benim tavsiyem akşam saatlerinde burada çay keyfi yapılması yönünde olacak.
 https://www.google.com/maps/place/Boztepe+Mh.,+61000+Trabzon,+Turkey/@40.9960184,39.727444,15z/data=!3m1!4b1!4m2!3m1!1s0x40643c141f8b1b1f:0xd32226d53f924698

Hızlı bir merkez turunun ardından ilk durak Sümela Manastırı olmalı ;)

https://www.google.com/maps/place/Soumela+Monastery/@40.687263,39.660613,17z/data=!3m1!4b1!4m2!3m1!1s0x40645498cdbf568b:0x399f2299e21b4d07

Trabzon Merkez otogarın sağından Maçka tabelasını takip ederek Manastıra gidebilirsiniz.

Manastıra, Altındere Milli Parkı'na girdikten sonra iki şekilde ulaşım mevcut. Birincisi orman yolundan yürüyerek, ikincisi arabayla zirveye devam ederek, akşama enerjiniz kalsın istiyorum. O nedenle arabayla zirveye kadar devam edin. Yol boyunca manastırı en net gören yerlerde durup fotoğraf almayı ihmal etmeyin. Manastıra giriş ücretli. Manastırı gezdikten sonra, Trabzon merkezde gezi fırsatınız olmazsa şayet çıkışta Trabzon işi kazaziye (gümüş tel örme) takılara göz atın ;). Saati kontrol edin. Hala günün önemli bir bölümü size kalmışsa, Maçka'dan Zigana istikametine devam edin. Sütlacı ile Meşhur Hamsiköye gitmesenizde yol üzerindeki (dağ yolu) mekanlardan birinde mola verip bu müthiş Sütlacı tadın. Ayrıca et konusunda da bu mekanlar çok başarılıdır. Ama tercihiniz balık olursa dönüşte (geldiğiniz yoldan döneceksiniz) yol üzerindeki Alabalık tesislerinden birinde de mola verebilirsiniz..

Konaklama için tavsiyem Koru Otel olacak.  adresliyorum :)

Karadeniz Teknik Üniversitesi Ana girişte Koru Tesisleri (Koru Otel)
http://teumi.ktu.edu.tr/index_tr.php

https://www.google.com/maps/place/Kt%C3%BC+Koru/@40.9974524,39.7669054,19z/data=!4m2!3m1!1s0x40643c78b4477107:0x5235d7fce87e6603


Otelde biraz dinlenip akşama hazırlık falan falan :) Kızlar için kuaför önerim,  Kalkınma mahallesinde ki kuaförler olacaktır. Kalkınma mahallesi KTU farabi hastanesine devam ederken geçeceğiniz ana arterin adı :). Ayrıca sağlı sollu birçok mekanda var burada.. Beyler hanımları beklerken oturup kahvelerini yudumlayabilirler ;) Tabi en önemlisi kalacağınız adrese yakınlığından dolayı kuaför sonrası otele geçip kıyafet değişimini de rahat yapabilirsiniz.

ve akşam 19:30-20:00 arası aşağıdaki adreste olmayı ihmal etmeyin :)
Alyans Düğün Salonu Adres    : Yeni Sahil Cad. No:400 Trabzon
Gsm No: 0 533 046 33 33
http://www.trabzonalyans.com/index.php/iletisim




---

17 mayıs 2015
Sabah kahvaltıdan sonra ilk durağınız Uzungöl..

https://www.google.com/maps/place/Uzung%C3%B6l,+Trabzon+Province,+Turkey/@40.6189325,40.2949845,18z/data=!3m1!4b1!4m2!3m1!1s0x4065945de49ab2e7:0x4e935acb0b0a48ad

Uzungöle Sürmene'den Çaykara güzergahına devam ederek ulaşacaksınız. Sürmene'den mutlaka el yapımı bıçak alın. Ayrıca Sürmene'nin pidesi tadılması gerekenler arasındadır. Peynirli pidesini tatmayı ihmal etmeyin ;)


Bu gezinin ardından durağınız gece de konaklayacağınız Ayder Yaylası olacak ;) Rize'nin Çamlıhemşin beldesindeki bu doğa harikası size iyi gelecek ;)

https://www.google.com/maps/dir/Ayder+Yaylac%C4%B1+Otel,+%C3%87aml%C4%B1hem%C5%9Fin,+Turkey/Uzung%C3%B6l/@40.9032964,40.3694395,10z/data=!3m1!4b1!4m13!4m12!1m5!1m1!1s0x4066180e0bef0551:0xe77b3023e3385b67!2m2!1d41.098917!2d40.953886!1m5!1m1!1s0x4065945de49ab2e7:0x4e935acb0b0a48ad!2m2!1d40.2934621!2d40.6192961

Kalınacak yerler için aşağıdaki linkleri inceleyip rezervasyon yapmayı ihmal etmeyin olur mu?

http://ayder-yaylasi.neredekal.com/nerede-kalinir/
http://www.booking.com/searchresults.tr.html?city=900048687&aid=318615;label=New_English_EN_ALL-GBIECAUS_15673865425-EvzyKwBjNqgNjIcoQQsDXgS57295657945:pl:ta:p1:p2:ac4326310:ap1t1:neg;ws=&gclid=CNr51ev0_sICFefMtAodbx4A7Q

Laz Böreği aslen Rize'de tadılması gerekenler arasındadır. Yemeğin ardından bu tatlıyı da deneyin ;) 

---
18 Mayıs 2015
Sabah kahvaltıdan sonra ilk Batum'a gitmenizi dönüşte de Hopa'da konaklamanızı önerecem.. Karadeniz kıyı şeridini tamamlamakta fayda var ;)

Rize'den Hopa yaklaşık 1-1.5 saatlik bir mesafede. Hopa => Kemal Paşa => Batum şeklinde. Batum'un içini arabayla da gezebilirsiniz. Ancak zaman sınırlı gidemeyiz derseniz, Hopa'yı Borçka'daki Karagölü en azından görün derim! Burası Cennetten bir köşe gibi çünkü.

https://www.google.com/maps/dir/Kara+G%C3%B6l,+Bor%C3%A7ka,+Turkey/Hopa,+Turkey/@41.4230726,41.4867003,11z/data=!3m1!4b1!4m13!4m12!1m5!1m1!1s0x4067e58b583b462f:0x63be1cd7fcb4976e!2m2!1d41.8540261!2d41.3855195!1m5!1m1!1s0x4067bebe37ee62bb:0x993e7e6ecbefce9d!2m2!1d41.4235996!2d41.3901815

Önemli Not: Burada tesis yok, insanlar genelde kamp kurmak ve piknik yapmak için tercih ediyor. Yılın birçok mevsiminde de yağmurlu olabiliyor. Ama yağmura rağmen atmosferi pahabiçilemezdir!!!

http://www.tripadvisor.com.tr/Hotels-g652372-Hopa_Artvin_Province_Turkish_Black_Sea_Coast-Hotels.html


Dönüş'ü 19 Mayıs olarak düşününce, 18 mayıs akşamı Hopa'da kalmak yerine tekrar Trabzon'a da dönebilirsiniz diye düşünüyorum.

Trabzon'da akşam yemeği için önerilerim:

Balık yemek isteyenlere DAM Balık (şiddetle tavsiye ederim, Trabzon mutfağına has lezzetler ikram edilir) mekan balıkçı barınakları görünümünde olup, ortamı oldukça sıcaktır. Fazla rağbet gören yerlerden biri olduğu için, yer bulmak biraz sıkıntı olabilir, ama denemenizde fayda var ;)

DAM Balık yazınca map'de bulunmuyor maalesef, ama Trabzon'da salacık mevkinde sahil karayolu üzerindedir. Foursquare'den yerini bulmak daha kolaydır. Biraz ilerisinde de tavsiye edeceğim diğer mekan var zaten :)

Akçabat köfte de olsun, balık da olsun derseniz => Saray Restaurant 

https://www.google.com/maps/place/Saray+Restaurant+|+K%C3%B6fte+%26+Bal%C4%B1k/@41.0584349,39.5217864,15z/data=!4m2!3m1!1s0x406413e4836a283d:0xe910f9f5f622c88

İkram, servis, fiyat performans heryönden takdire şayan :) Bu arada köfte yiyecekseniz, porsiyon istemeyin kilo işi sipariş verin ;)


Son gün yani 19 Mayıs kahvaltının ardından yola çıkacaksanız, mutlak surette Ordu da eski yol üzerinden gelin.. Sahil şeridi inanılmaz keyifli..

Botanik bahçede kahve keyfi yapın, Bolaman'da Uzun Saçlının elinden bir çay için...


Kısa Notlar: Trabzon'da eski çarşı "Tarihi Kemeraltı Çarşısı" burayı yazmadım, ama görmek isterseniz, merkezi lokasyondadır.
Yine Trabzon Merkez (Maraş Caddesi Üzerinde, İş Bankasının Yanı)'de Kuyumcular Çarşısına gidip, Saygınlar Gümüş'ten trabzon işi takı bakmanızı önerecem..
Trabzon'a uçakla gelecekler için, araç kiralama firmalarıyla önden görüşüp planlama yapmasını şiddetle tavsiye ederim. Bazen araç bulmak gerçekten çok zor oluyor ;)
Koru Otel havaalanına yakınlığı ve düzgün bir işletme özelliği taşıdığı için tavsiyemdir. Ancak merkezde kalmak isteyenler seçeneklere göz atabilir :)

http://www.tripadvisor.com.tr/SmartDeals-g298039-Trabzon_Turkish_Black_Sea_Coast-Hotel-Deals.html





Aklıma geldikçe burayı güncellerim. Rize, Artvin için ordaki yakınlarımdan tavsiyelerde alırım :) Herkesin ulaşabilmesi için Blog'da yazıp paylaşıyorum.

Sevgiler....

MK



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...