23 Ocak 2016 Cumartesi

Iamsterdam vol.1

Herkese Merhaba,

2015 yılı benim için deyim yerindeyse bol seyahatli bir yıl olarak geçti... Geçen yıl demek ki çok yürekten dilemişim :).. O sebeple bu yıl için x3 dedim! Bilmem belki gerçek olur... Normalde etkilendiğim yerleri hemen kaleme alır, satır atlamazdım ama,  o günleri fırsat buldukça kaleme alabiliyorum nihayet!

24 ekim sevgilimin doğum günü olunca, ilk ayağı Paris, ikinci durak yeri olarakta Amsterdam'ı planladım... 5 gece Paris, 3 gece de Amsterdam şeklinde... Paris'i ayrıca kaleme alacağım, ama dediğim gibi beni en etkileyen yerlerden başlamayı ilke edindiğim için buyursunlar Amsterdam... 

ilk olarak belirtmeliyim ki, Amsterdam için 3 gün fazlasıyla yeterli, ama siz siz olun bizim yaptığımızı yapmayın.... bizim gibi ekim ayının son haftasında tatile çıkıyorsanız, 31 ekimde dönmeyin kalın! Cadılar bayramında döndüğümüz için hala kendime kızıyom :D

Paris Gare du Nord tren istasyonunda, hızlı tren ile başlayan yolculuğumuzda 3,5 saatin sonunda Amsterdam Central'e varıyoruz.. Biletlemeyi bizim gibi 2 ay öncesinden yaparsanız kişi başı tren ücreti 35 euro, birden fazla firma seçeneği var, ancak en makul olanı Thalys. Yolculuğun sonunda, tren istasyonundan çıkıp otelimize varmamız ise yürüyerek 5dk olunca keyiften dört köşe oluyorum :). Gerçi planlamayı yaparken özellikle bu oteli seçmiş olduğumu da belirtmemde fayda var. Otelimiz Park Plaza Victoria, tarihi dokusu ile o anda beni büyülüyor... Özel müşteri statüsünde birde konaklıyorsanız keyif ikiye katlanıyor :).. Verilen süit muhteşem, Pariste kiraladığımız 20m2 evden sonra burası saray gibi geldi diye abartsam fazla olmaz sanırım :).

Paris Gare du Nord

Amsterdam Centraa

Amsterdam'ın yerel saatiyle akşam 7 gibi otele giriş ve yerleşme işlemlerinden hemen sonra kendimizi, amsterdam sokaklarına atıyoruz... Sıkıcı Paris akşamlarından sonra yaşayan bir Amsterdam, kendime getirdi... heryer cıvıl cıvıl.... İlkin karnımızı doyurmak için Nieuwe Zijde üzerindeki Allstar Steakhouse'da mola veriyoruz. Paris'ten sonra bir şaşkınlıkta burada yaşıyoruz... Fiyatlar oldukça makul, hatta ikinci şaşkınlığımız tavuk seçenekleri ile steak seçeneklerindeki fiyatlar, yani fark yok... Sonra tabi hatırlıyorum ki Hollanda'dayım! :))) Steak + Patates (bunu ayrıca anlatacağım)+ Heineken üçlemesi ile enerji topluyoruz :)

İzzet Altınmeşe'den hallice :P
Cadde meşhur Dam Square'e çıkıyor...  Bu meydanın meşhurları ise şöyle; Kninklijk Paleis(Kraliyet Sarayı), Nieuwe Kerk, Ulusal Anıt, Madam Tussauds, Damrak Caddesi, De Bijenkorf, Kalverstraat (burası ben gibi alışveriş manyakları için ideal :P, o sebep ayrıca anlatacam) ve NH Grand Hotel Krasnapolsky... Akşamın bu saatlerinde meydanda çok bi hareketlilik yok, bizde rotayı daha renkli bir yere çeviriyoruz yani Red Light District'e :)...


Dam Square
Evet herkes burada toplanmış.net ahahaha, burasının tam bir turistik merkez olabileceğini kavramakta zorlansamda, bir süre sonra ortama adapte olup, bu koca district nereden başlar nerede biteri algılayabilmek için sokak aralarına dalıyoruz... Nehirler üzerindeki bu şehir zaten büyüleyici, ama bu koca semtte ayrı bir cazibeye sahip... Sonbahar olmasına rağmen hafif esintilere aldırış etmeden gece 12:00'ye kadar sokaklarda olmak da ayrı bir güzel... Birde arada bi abondane olduğumu da itiraf etmem gerek, Türkiye'de mi geziyom, yurtdışında mı anlamadım... Acayip Türk turist yoğunluğu var... Özellikle Red Light District'te yanınızdan sürekli türkçe konuşup geçenlere aldırış etmeden bıyık altı güleceğiniz de net :)...

Darling...


Kaldırımlar, kaldırımlar... adlı çalışmam :P
Amsterdam bitmedi devamı gelecek

Sevgiler sevgiler...

melek





22 Ocak 2016 Cuma

Schlachte'de geçmişe döndüm...

Herkese Merhaba,

Weser Nehri

Bremen'de beni etkileyen altsdat bölgesinin üçüncü ayağına gidiyoruz... Schlachte!

Schlachte'yi keşif
Hadi birlikte yeniden keşfedelim :)












Christmas nedeniyle her yıl aralık ayında, Schlachte'de eski almanya canlanıyor... Çeşitli mekanlar kuruluyor, ve bu mekanlarda çalışanlar o dönemlere ait kıyafetleri giyip, o döneme ışık tutuyor...

Schlachte'yi, benim gibi, mekanların açılış saatlerinde gezerseniz, görsel daha da keyifli oluyor... Mekan çalışanlarının arasında geçen hoş diyolaglara şahit olmaktan tutun da, dükkanının önünü süpüreni de var, kara üzerinde konuşlanan gemisinden halat atanı da, ya da teknesi önünde uyuyan mı desem?

Kısacası çok keyifli çok....



Elimde selfie çubuğumu görüp fotoğrafımı çekmeye çalışan tiyze :)


Sabları oldukça sakin olan bu bölge, akşam oldu mu star gibi parlıyor... Akşamları inanılmaz bir yoğunluk var.. Özellikle, soğuk nedeniyle sıcak şarap yapan mekanların önünden inanılmaz bir birikme oluyor.. Schlachte akşamlarında cadde boyunca insan seli => Yazın Bodrum akşamlarında çarşıya inmiş gibi hissedeceğiniz garanti!

Kısa notlarımsa: elinde sıcak şarabıyla yürüyenler, 20 euro kazanacam diye akıllara zarar o merdivene tırmananlar -sonu hep hüsran-, alışveriş yapanlar, elinde sandviçlerini yemeye çalışanlar, eğlenenler ve dahası...
Yandaki bu garip merdivem, iki ucundan da iple bağlı. Olayıysa, 2Euro verip 3 kez tırmanma hakkı kazanıyorsun, tırmanmayı başarıp bide, fotoğrafta net gözükmeyen, ama duvara asılı çanı da çaldı mıydın, 20Euro senin :).Ayak üstü 4 kişi izledim, sonuç mu ckkk kolay deel arkadaş!

Bir de, Bremen'de yaşayanlardan öğrendiğim kadarıyla, schlachte yazları da ayrı bir güzel oluyormuş. Burası bana bir parça İzmir'in Kordon boyu mekanlarını bir de Eskişehir'deki porsuk çayı etrafını da anımsattı. Şöyleki, bu bölge'de cafe, restaurant ve barlar oldukça yoğun ve mekanlar yazın nehir kıyısına masalar atıyormuş, ayrıca geç saatlere kadar da hayat devam ediyormuş. Bu durumda, benim dezavantajım kış dönemi gelmiş olmam, akşam 20:30'dan sonra cadde üzerindeki o hayat duruyor... Sadece mekanlar açık oluyor. Avantajımsa christmas zamanında burada olmam... En renkli dönemi de bu dönemmiş :). Bremen'de yaşayanların yalancısıyım :P










Cadde boyu mekanların yoğunluğuna değinmişken, tavsiye üzerine deneyimlediğimiz meksikan restauntı Enchilada'yı da şiddetle tavsiye edeceğim... Tek sıkıntısı posriyonlar kocaman! hepsini yiycem derken helak olabilirsiniz.. neden mi hepsini yemek? çünkü çok leziz... hele ki acı eşiğiniz iyiyse tam sizlik ;)

Masa üstü detaylar...
Fajita Todos
Kısacası bu sevimli masal şehrinde anlatılacak en güzel şeyleri altsdat bölgesi oluşturuyor... Şehre ayak uydurun, yavaşlayın ve keyifle gezin...


Sevgiler,

Melek

16 Ocak 2016 Cumartesi

33

 ε3 = 8 yatır şimdi bunu => "∞" yani sonsuz :)

33 = ∞ 

bugün itibariyle sonsuz oldum dimektir :P

o halde,

happy birthday to you ME!!!


Yaş günü kızı olarak dileklerim = (geçen yılki dileklerim)x3

eee, 3'leri çiftlemişken, dileklerimi 3'le çarpmışız çok mu?




16.1.16
Melek




9 Ocak 2016 Cumartesi

Bremen'de Yıllara Meydan Okuyan Alman Mahallesi "Schnoor" ve "KatzenCafe"

Herkese Merhaba,

Sabah'ın ilk saatlerinde Alman'lar ile güne başlıyorum :)
Bugün sizinle Bremen'de altsdat bölgesinin yine en güzel yerlerinden birine gidelim. Eski Alman mahallesine.. Schnoor deyim yerindeyse yıllara meydan okuyor... Daracık sokakları, bitişik nizamlı evleri, butik dükkanları ve yine bir klasik olan Katzen Cafe'si ile sizi davet ediyor... Sokaklar çok renkli, gerçi christmas etkinliklerinden dolayı şehir ekstra renkli, ama, bu mahalle büyüleyici... Sabahın erken saatlerinde oldukça sakin olsada öğlene doğru hareket başlıyor ve akşam 21:00'e kadar o hareketlilik devam ediyor. Evet almanlar oldukça disiplinli bir millet.. Sabah dükkanlar 09:00 - 10:00 gibi açılıp, akşam 20:30 dedi mi neredeyse tüm kepenkler iniyor... Geriye sadece yemek yeyip, birşeyler içebileceğiniz sayılı birkaç mekan kalıyor.. Schnoor'u keşfetmeye benim gibi erken saatlerde başladıysanız eyvah! yapacak birşey bulmak oldukça zor :). O yüzden şehre ayak uydurun ve yavaş hareket edin.. Bu bölge'de yürüyüş yapıp, turistik amaca hizmet eden dükkanlardan alışveriş yapabilirsiniz.. El yapımı hediyelik eşya dükkanları bu mahallede ve  oldukça yoğun. Birde yine Bremen'e has üzerinde "Bremer Kluten" yazan çikolatalardan da almayı ihmal etmemek gerek :). Alışveriş faslı bitince güzel kafetaryalardan birinde mola alıp kahvenizi yudumlayıp kitap okuyabilirsiniz.

Bu mahallede ve bu evde yaşamak isterdim, net!
 




Katzen Cafe'nin Kedili Tabelası  


Bu mahallede bir klasik olan Katzen Cafe, kesinlikle deneyimlenmesi gereken bir mekan.. Mekana ulaşabilmek için solda resmi olan kedi  figürlü tabelanın sağındaki daracık sokağa girin, bir insanın geçebileceği kadar bir genişliğe sahip olduğuna şaşırabilirsiniz ancak daha şaşırtıcı olan bu hattaki  trafiğin yoğunluğu..Schnoor, turistik bir bölge oluğu için mahallenin bir üst ve bir alt sokaklarını birbirine bağlayan en kestirme yol Katzen Cafe'nin de üzerinde olduğu bu sokak :)
Katzen Kafeye Çıkar! :)
Katzen Cafe birkaç bölümden oluşuyor. Kot farklı, kat kat bir mekan.. Burası da christmas etkinliklerinden payına düşeni fazlasıyla almış, ancak terası ve bahçesi; samimi olduğu kadar hoş da dizayn edilmiş.. Böyle olunca da dışardan görebildiğiniz kadarlık bölümü bile tek başına davetkar oluyor.. Ancak asıl olayı Moulin Rouge tadında leziz bir akşam yemeği! Sevgiliyle başbaşa gelinmeli ve bu atmosfer yaşanmalı...
Mekan'da mutlu bir ben :)
Tavsiyem kesinlikle somon yemeniz, oldukça başarılı bir sunum ve lezzet... Yanınaysa bir alman klasiği olan Franziskaner weissbier almanızı önerecem. birkaç çeşidi mevcut. klasik olanı tercih edin ;).. Birde mekan normalde rezervasyonlu müşteri kabul ediyor. Bizim gibi, çat kapı hesabı giderseniz, uygun olan bir yerde ağırlanmayı göze alın :). 

Nefis Somon ve iştah açıcı sunum ;)


Sevgiler sevgiler...

melek

8 Ocak 2016 Cuma

Christmas Marketler ile Şenlikli bir mola...

Herkese Merhaba,


St. Petri Dom



Bremen mızıkacıları ile açılışı yaptık, ama asıl güzel olan sanırım şenlikli bir avrupa...

Bu şehrin en belirgin özelliği dolambaçlı parke sokakları, sivri çatılı ve kafes görünümlü penceleriyle 500 yıllık tuğla evlerinin yanında yer tutmuş olan yeni antrepler ve işyerleri..

Tarihe yolculuk yapmak isterken, arada yükselen yeni binalar her nedense rahatsız etmiyor, kısacası başarılı bir harmonize...

Bremen'deki eski yerleşke yani alstadt  tek bir yeri değil oldukça geniş olan bir bölgeyi içine alıyor. Bunlardan en turistik olanı sanırım Marktplatz, Burası önceki yazımdan da hatırlayacağınız gibi hem Bremen mızıkacılarına ev sahipliği yapıyor, hemde birçok tarihi yapıyı üzerinde barındırıyor. Oldukça büyük olan bu meydan şehrin merkezi de sayılıyor. Bu meydanın baş tacı yapılarından bir kaçı şöyle; St. Petri Dom, Rönesans döneminden kalma Belediye Binası, yine oldukça ünlü restaurantlardan biri olan -oldukça eski bir şarap fıçısını da sergileyen- Rastkeller, Schütting ya da tüccarlar evi, Eyalet meclisi, Roland Heykeli, vb...

Rastkeller Restaurant
Roland Heykeli





















Bu meydandan noel nedeniyle kurulmuş olan christmas marketleri, atlı karıncaları, dönme dolapları, yılbaşı ağaçlarını vb. çıkarırsak, geriye birçok avrupa kentinde rastlayacağınız klasik bir meydan kalır... Bu tür tarihi meydanlar arasındaki tek fark binaların mimari özellikleri, ama birçoğu temelinde aynı.. Evet kesinlikle etkileyici, ama birkez sindire sindire gezersiniz, sonraki günler farklı yerleri görüp tecrübe etmek istersiniz, yani benim için genelde öle oluyor :)



Glühwein




























Ancak kısa süreli bu seyahatimin 3 gününde de bu meydanın havasını bile ve isteyerek soludum. Neden mi? Birincisi nereye gitmek istersem yolum bu meydandan geçiyordu, ikincisi atmosferi büyüleyiciydi ve o canlılığın içinde kaybolmak güzel oluyordu, 3. ise sanırım istem dışı nasıl bir yaşamım olmalıydıyı bu meydanda analiz edebiliyordum... Evet ben kesinlikle Avrupa insanıyım!


Hadi biraz fotoğraflı anlatıma geçelim, buyursunlar Christmas Marketler...




Sevgiler...

Melek

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...