5 Temmuz 2014 Cumartesi

Italya Günlüğüm vol.1 POMPEII ve NAPLES

Herkese Merhaba,

Bu yıl oldukça yorulduğum bir gerçek, ve hala uzun soluklu bir tatile de çıkamamışken, geçmişe dönüp beni heyecanlandıran bir tatil güncemle birazcık kafamı uzaklaştırmam sanırım süper olacak :)

Uzundur yazmayı planlayıp fırsat bulamadığım Italya tatilimi nihayet kaleme alabiliyorum. Italya tatilimde birden fazla şehir görme fırsatım oldu. Sıkıştırılmış bir paket tur gibi adeta, ancak bu serüven oldukça hareketli ve eğlenceliydi. Ilkkez kız arkadaşlarımla çıktığım Avrupa seyahatime birçok anı da sıkıştırdım. Hadi o sayfaları birlikte aralayalım...

Ilk gün;

NAPOLI (NAPLES)

Istanbul Atatürk Havalimanından iki saatlik bir uçuşun sonunda Napoli Havalimanına indik. Burdaki pasaport kontrolleri Ingiltere'dekinden biraz daha farklı. Pasaport kontroldeki görevliler, pasaportunuzu alıp vize sayfasını kontrol edip hemen kaşeliyo, ziyaret amacına pek takılmadıkları aşikar :) ardından size "CIAO" diyip gülümsüyorlar sıcak bir millet olduklarını ilk dakikada hissediyorsunuz. Tavsiyem, bu ilk intibaya sizde nezaketen "GRAZIE" diyerek karşılık verin.

Italya tatilimizde paket tur aldığımız için şehir gezileri genelde panaromik tur şeklinde oldu. Turun avantajı şehirler arası geçiş ve kalacak yer açısından tercih edilebilir nitelikte. Ama size tavsiyem, ekstra turları almamanız. Bizim gibi, ilk işiniz turist infoları bulup bir map edinmeniz. Zaten görülmesi gereken yerleri işaretliyorlar. Gezilecek yerler genelde yürüme mesafesinde olup, uzak olan yerlere de trenle ya da otobüsle gidebiliyorsunuz.

Napoli, Roma ve Milano'dan sonra 1.5 milyon nüfusuyla 3. büyük şehir. Şehir Türkiyeyi anımsatan manzaralarla dolu. Yabancılık çekmeyeceğiniz kesin :)
 
Başlıca görülmesi gereken yerler arasında; Castel Nuovo, San Carlo Opera Binası, Ulusal Arkeoloji Müzesi, Palazzo di Capodimonte, Vomero ve Caserta Kalesi var. Şehrin en eski kilisesi 324 yılında yapılan Santa Resituta. Napoliye Roma'dan hızlı trenle 2.5 saate gidilebiliyor.




Napoli ayrıca Pizza'nin da anavatanı. 1889 yılında Kraliçe Margherita için özel bir lezzet olarak yapılan pizza Italya bayrağının renklerini oluşturuyor. Domates, fesleğen ve mozzarella kombinasyonunun müthiş buluşması.. En iyisini Da Michele de yiyebilirsiniz.. Pazar günleri kapalı olduğuınu unutmayın :). Şayet bizim gibi pazar günü bu şehri ziyaret etmişseniz, o zaman diğer alternatif Di Matteo ;)









POMPEII

Napoli'de panaromik şehir turundan sonra turdan ayrılıp şehrin içinde kısa bir turlamanın ardından ilk soluğu görmeyi planladığımız Pompei'de aldık. Pompei, Napoli'ye 25km mesafede. trenle yaklaşık 45dk da gidilebiliyor. Pompei 20 bin kişinin yaşadığı şarap ve balık ihraç eden bir şehirmiş. 24 ağustos 79 yılındaki patlamada şehir 2 bin yaşayanıyla beraber lavlar altında kalmış. Bu antik kentin en önemli özelliği ise, birçok yapının dimdik ayakta kalabilmesi kesinlikle.. Şehirdeki meydanlar, tapınaklar, tiyatro, hamam, çeşmeler, zengin Romalıların villaları inanılmaz iyi durumda. Meşhur "dikkat köpek var" mozaiği ise eski yaşamlara ışık tutan örneklerden sadece biri. Pompei'de en ilginç yer ise genelev. Müşterilerle çalışanlar arasında dil problemi çıktığı için, duvarlara pozisyonlar çizmişler. Müşteri isteğini duvardaki pozisyonu göstererek belirtiyormuş :) Pompei'ye giriş üzreti 10 euro. Nisan-Ekim ayları arasında giriş 09:00- 18:00 arası, diğer aylarda 15:30' a kadar açık. Yaz aylarında ziyaret edecekseniz Efes gibi olduğunu gözönünde bulundurmanızda fayda var. Çok sıcak ve kaçacak yer yok. Biz gezerken sıcaktan baya yorulduk. Rahat bir yürüyüş ayakkabısı, su ve şapka olmazsa olmaz!


































Kısa Notlar:
Napoli, Mafyanın da başkenti. Bu şehirde hırsızlık en gözde mesleklerden biri. Özellikle toplu taşımaların olduğu yerlerde kendinize ve çantanıza sahip olun :) Yanınızda fazla para bulundurmayın. Gün içerisinde, transfeler, tarihi mekan ziyaretleri ve yemek için ortalama 50 euro fazlasıyla yeterli oluyor. Tabi alışveriş çılgnlığınız yoksa :) Birde pasaportunuz gibi değerli eşyalarınızı otelde bırakmanızda fayda var ;) benden söylemesi...


Bol eğlenceli ve seyahatli günlere..

Ikinci durağımız Roma yazımla buluşmak üzere.

Sevgiler,

melek

3 Temmuz 2014 Perşembe

Hadi Gelin Alkali Beslenelim!

Merhaba,

Sagligin onemini vurgulamaya calisirken, bunu yapabilmenin temelinde dengeli ve saglikli beslenme ilk başı çekiyor. Bunun yanında, kaliteli yasam metedolojisini benimsemek, spor vb. etkinliklerin yasam sekline donusmesi de sart. Ozellikle, son 1 ayda basimizdaki adini tuketmekten hoslanmadigim sureci yasarken, yine nette yaptigim arastirmalar da ve yakin cevremin ogutledigi birseye dikkat cekmek istedim.

Kanserden ve bircok hastaliktan korunmak icin, ya da hastalik surecini yasayanlarin, beslenme aliskanliklarini degistirmesi sart! Ozellikle kanser vakasinda asidik beslenmeden uzak durulmali. Tedavi surecinde ve tedavi sonrasi seklinde beslenmeler icin ozel diyetler uygulanmali. Kanserin dostu gidalardan mumkun mertebe uzak durulmali. Bize dost, kansere dusman olan, "Alkali beslenme diyetlerine" gecilmeli hatta bu beslenme seklini hayatimiza entegre etmeliyiz..

Tabiat ananin nimetlerine goz atin...

ve

Ictiginiz suyun pH ve mineral degerini yukseltmek icin Alkali besin takviyesi alin.. Eczanelerde bulunan bu gida takviyesinin yaninda, pH seviyesi olcebileceginiz aparatlari da istemeyi unutmayin. Icme suyunuzun
oncesi ve gida takviyesi sonrasi pH degerlerini basit bir testle görebilirsiniz ;)




Birde net bulgularından birkaçını aşağıda veriyorum, gözatmanızda fayda var ;)

http://alkalidiyet.com/konular/alkalidiyet-ve-besmenme/
http://www.nutrishop.com.tr/ALKAZONE-nutrition?product_id=1789
www.kuraldisidergi.com/4934/kanseri-yenmek/
http://kanserledans.org/

Saglikli gunlere..

Sevgiler,

melek



2 Temmuz 2014 Çarşamba

Metastaz...

Merhaba,

Boyle bir konu hakkında değil konuşmak, yazmak bile aklımın ucundan geçmezken, başa gelince bazı haller bilinçlendirmek adına kaleme almaya karar verdim.

Yaklaşık 5.5 yıl önce, tesadüfen hatta şansa erken teşhis edilen meme kanseri vakası, en değerlilerimden birinin başına gelince, sürecin ne kadar sancılı ve üzerine dikkatle durulması gereken bir husus olduğunu yaşayarak tecrübeledim! Ancak, olayın üzerinden geçen bu süreçte göz ardı edilen en önemli hususun, kontrollerin aksatılmaması gerektiğine de "Metastaz" teşhisi konulunca birkez daha üzülerek vakıf oldum.

Adını tüketmek bile insanı hüzne sürükleyen bu hastalık için en dikkat gerektiren şey kuşkusuz rutine binen kontroller.. Yıl içerisinde bellirli periyotlarla yapılan kemik sayımı, sintigrafi, kan tahlileri, çoklu organ taramaları vb. tetkikler hayat boyu devam etmeli KESINTISIZ!!! Ki, bir doktor kazası olarak da telafuz edilecek bir hatayı şimdilerde yeniden yaşıyoruz.. Bilirim ki herşey Allah'tandır. Ancak, tedbirsiliğin çıktısı mıdır (?) bu, sorusunu sormadan da edemiyorum.

Insan bedeninin birkez yaptığı bu elim kaza, ki kontrolsüz hücre bölünmesi olarak da ifade edilen Kanserden maalesef kesin kez kurtuluş yok diye düşünüyorum! Bu sürecin başında hastanın en önemli ilacının Moral olduğu bir gerçek. Bunun yanında hastalığın seyrine ve fazına bağlı operasyonlar bu hastalıktan kurtuluş için yapılması gereken en önemli adımlar. Hatta destekleyici ve tedbir amaçlı hastalara önerilen Kemoterapi ve Radyoterapi seansları. Ancak, az önce de ifade ettiğim hayat boyu devam etmesi gereken tetkiklerin aksatılması bazı riskleri de doğuruyor. Biz, tam da böyle bir süreci yaşıyoruz.

Hastaya tedbir amaçlı uygulanan kemoterapi seanslarının vücuttaki etkileri yaklaşık 3 yıl sonra kalmıyor. Birde rutine binen tetkiklerde herşey düzgün gidiyorsa yani kuşku uyandıracak bir veri yoksa, Bu kişinin, bu hastalığı yaşamayan biriyle eşdeğer olarak değerlendirileceği anlamına geliyor. Bizim onkoloğumuzun da yorumu bu yöndeydi.

Ancak, vücudun zayıf kalacağı periyotlardan, ki gebelik süreci gibi, uzak durulması da gerekiyor kanaatimce. Çünkü gebelik süreci, doğumdan sonraki emzirme süreçlerinde de bu hastalığı yaşamış birine detaylı tetkikler maalesef yapılamıyor. Ya da kişinin iradesine bu tetkikleri yaptırıp/yaptırmamak bırkılıyor. Ki biz kadınlar, en güzel duygu olan anneliği, kendimizden bedenimizden maalesef bi haber yaşıyoruz. Tüm dünyamız dünyaya getirdiğimiz pembe yanaklı minikler oluyor ve onların sağlıklı bir hayatı olsun diye kendimizden feragat ediyoruz. Iste tam da böyle bir süreçte patlak veren bir durumdan aylar belki de yıl eden bir sürecin sonunda anlam verilemeyen sorunlar baş gösterdiğinde haberdar oluyoruz. Alarm durumuna geçiyoruz!

Meme kanseri, ilk olarak kemiklere metastaz yapıyor, ilerleyen vakalarda Akciğer ve Karaciğere yayınım yaptığını da son zamanlarda yaptığım araştırmalarda okudum. Kemiklere oluşan metastazın da evreleri var. Bunlardan biri de bel ve kalçada oluşan ağrılar. Ki kişi ilk etapta bunu bel fıtığına benzetip maalesef çareyi yanlış yerlerde arıyor.

Böyle bir süreci yaşamış kişinin, bu şekilde şikayetleri başlamışsa,  tüm tetkiklerini ve kontrolünü yapan onkoloğuna danışması çok büyük bir önem taşıyor. Kişiyi en doğru değerlendirecek kişi onunla birlikte o süreci, hastanın geçmişini bilen kişi oluyor. Bu nedenle tedbiri elden bırakmayın!

Kemik metastazlarında, kemiklerdeki durumun da çok iyi değerlendirilmesi şart. Organlarda bir oluşum yoksa, yakınıma uygulanan tadavi süreci gibi bir dönem başlıyor. Tedbir ve organları korumak adına ilk olarak Kemoterapi uygulanıyor. Sonra kemiklerdeki yayılımın yoğunluğuna göre Radyoterapi seansları başlıyor. Birde kemiklerin güçlendirilmesi için Hormon tedavisi ek olarak veriliyor.

Şimdilerde düşündüğüm tek şey sadece sağlık! Ne kadar da önemli değil mi? Tek dileğim biriciğimin ikinci kez bu hastalığı yenmesi sadece...

Inşallah tedavisi sorunsuz ve başarılı geçer.. Bu günlerde ihtiyacımız olan tek şey inanmak, dua etmek ve doktorların, bu tedaviyi uygulayan uzmanların bu işi düzgün yapabilmesi sadece..

Sağlık dolu günlere..

Sevgiler

melek


26 Haziran 2014 Perşembe

Spor Sonrası Kaslara Ne Iyi Gelir? Protein mi :)

Herkese Merhaba,

Evet ilginç bir başlık olduğunu kabul ediyorum. Çoğunluğun cevabı başlıkta da gizli ;)

Ancak son iki gündür spordan eve gelip de kaslarıma iyi gelsin, aman gelişsinler diye bir kaygı hiç taşımadığım sanırım tercihlerimle sabit! Özellikle yüksek performans gerektiren "Zumba","Spining" vücut esnekliğini artıran kasları geliştiren "Pilates" ve "Yoga"' seanslarından sonra canım her nedense sadece sert bir filtre kahve, ve çoğunlukla da ona eşlik eden abur cuburu istiyor :)

Yaklaşan Ramazan dolayısıyla, hocamızın da iftariyelik olarak tavsiyeleri zaten vazgeçilmezlerim de olunca -aman kan şekerim düşmesin- sanırım spora ara vermeme de gerek kalmayacak :P Vazgeçemediğim dersler iftarla çakışsa da :)



Siz yine de benim tercihleri tercih etmeyin ;) Benim gibi iş çıkışı spora gidip, en erken 22:00 gibi evde oluyorsanız, yoğurt, meyve, süt gibi seçenekleri gözden geçirmenizde fayda var...

Sağlıklı ve bol sporlu günlere...

Sevgiler

melek

25 Haziran 2014 Çarşamba

18 Haziran 2014 Çarşamba

Bir İllet Olan Kanser!

16 Haziran 2014 saat 21:19

Sanırım 6 saat kadar önce, senden haber aldım yine.. Sadece bir kuşku olarak adın geçiyor, yani doktorlar öyle telafuz ediyor (?) ama yine de büyük bir korku hapsoldu.. Kanım akmıyor sanki.. Bakışlarım bile bir garip, yapabildiğim tek şey internetten araştırmak, telefonla dr arkadaşlara danışabilmek.. Bir medet, ya varsa, nasıl aşılırı nasıl tedavi edilmeliyi çözebilmek sadece.. 

Ikidir ailemin başındasın, ama yenilmek yok! Dua ediyorum, inşallah doktorların araştırılması için yazdığı bir bulgu olarak kalırsın sadece..

Allah'ım canımı güzelimi kuzularına bağışla.. Ona sağlıklı güzel ömür ihsan et..


not: meme, prostat, kolon, akciger kanseri geçirenler ya da geçiren yakınlarınız varsa lütfen ihmal etmeyin! Metastaz yapma olasılığı olarak ilk 4'teler :( ! Bu süreci yaşayan herkesin bilinçli olması ve kontrolleri aksatmaması çok önemli..

Sağlıklı günlere

4 Haziran 2014 Çarşamba

Sevgilimle ikinci Trabzon Çıkartması :) birde Minik Kuşum Asya'mın Doğumgünü...

Herkese Merhaba,

Bir ayı doldurmadan ikinci kez ve aynı mevzuyla memlekete gidişim biraz stresli ama sonuç olarak güzel geçti :)

Sanırım ciddi bir adımın başlangıcını oluşturan bu ziyaretleri Ağustos ayında nihayetlendirecez.. Bu gidişte gördüğüm birbaşka gerçekse Babam kuşkusuz... Onunla aramızda inanılmaz bir bağ var. Bunu sanırım kelimelerle anlatmaya sayfalar da yetmez. 31 mayıs akşamı benim için unutamayacağım birikimlerle dolu. En çokta babamın gözlerinde gördüklerimle!. Bir baba için çocuklarının mürveti kesinlikle önemlidir ama, kız çocuğu sanırım daha farklı oluyor... Babam o akşam biricik aşkının, sevgilisi ile olan yolunu açtı.. Ama nedendir bilmiyorum, hala içim bi tuhaf hatta çok tuhaf! 

Birde güzel olan bir başka husus var, 6 gün sonra aslında 1 yaşını dolduracak olan ikinci gözdeme yaptığımız doğumgünü....

Küçük kuşum, güzel kızım Asya'm.. Mutlu ve huzurlu bir hayatın olsun teyzecim... Aile en önemli zenginlik... ve ne mutlu bana ki, mükemmel bir ailem var...







Sevgiler...

Melek

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...